1Todėl, kol tebegalioja pažadas įeiti į Jo poilsį, bijokime, kad kuris nors iš jūsų nepasirodytų pavėlavęs.
1Bu nedenle Tanrı'nın huzur diyarına girme vaadi hâlâ geçerliyken, herhangi birinizin buna erişmemiş sayılmasından korkalım.
2Mums, kaip ir jiems, buvo paskelbta Evangelija. Bet išgirstas žodis neišėjo jiems į naudą, nes nebuvo sujungtas su girdėjusiųjų tikėjimu.
2Çünkü biz de onlar gibi iyi haberi aldık. Ama onlar duydukları sözü imanlabirleştirmediklerinden dolayı, bunun kendilerine bir yararı olmadı.
3O mes, įtikėjusieji, einame į tą poilsį, kaip Jo pasakyta: “Aš prisiekiau savo rūstybėje: ‘Jie neįeis į mano poilsį’ ”, nors darbai buvo užbaigti nuo pasaulio sutvėrimo.
3Biz inanmış olanlar huzur diyarına gireriz. Nitekim Tanrı şöyle demiştir: «Gazaba geldiğimde ant içtiğim gibi, onlar huzur diyarıma asla girmeyecekler.» Oysa Tanrı, dünyanın kuruluşundan beri işlerini tamamlamıştır.
4Jis vienoje vietoje pasakė apie septintąją dieną: “Septintąją dieną Dievas ilsėjosi po visų savo darbų”.
4Çünkü bir yerde yedinci günle ilgili şunu demiştir: «Tanrı yedinci gün bütün işlerinden dinlendi.»
5Ir vėl anoje vietoje: “Jie neįeis į mano poilsį”.
5Bu konuda yine diyor ki, «Onlar huzur diyarıma asla girmeyecekler.»
6Kadangi kai kuriems belieka įeiti, o tie, kuriems pirma buvo paskelbta Evangelija, neįėjo dėl neklusnumo,
6Demek ki, bazılarının huzur diyarına gireceği kesindir. Daha önce iyi haberi almış olanlar söz dinlemedikleri için o diyara giremediler.
7Jis vėl nustato tam tikrą dieną, po tiek daug laiko, kartodamas Dovydo lūpomis,“šiandien”,kaip ir buvo pasakyta: “Šiandien, jei išgirsite Jo balsą, neužkietinkite savo širdžių”.
7Bundan dolayı Tanrı, uzun zaman sonra Davut'un aracılığıyla, `bugün' diyerek yine bir gün belirliyor. Nitekim daha önce, «Eğer bugün O'nun sesini işitirseniz, yüreklerinizi nasırlaştırmayın» denilmiştir.
8Jeigu Jozuė būtų juos įvedęs į poilsį, Dievas nebūtų po to kalbėjęs apie kitą dieną.
8Eğer Yeşu onları huzura kavuştursaydı, Tanrı daha sonra bir başka günden söz etmezdi.
9Taigi sabato poilsis tebepasilieka Dievo tautai,
9İşte böylece, Tanrı'nın halkına bir sept günü dinlenmesi kalıyor.
10nes, kas įeina į Jo poilsį, taip pat ilsisi po savo darbų, kaip Dievas ilsėjosi po savųjų.
10Tanrı kendi işlerinden nasıl dinlendiyse, O'nun huzur diyarına giren de kendi işlerinden öylece dinlenir.
11Tad stenkimės įeiti į tą poilsį, kad niekas nebenupultų, sekdamas ano neklusnumo pavyzdžiu.
11Bu nedenle, herhangi birimizin aynı tür sözdinlemezlikten ötürü düşmemesi için o huzur diyarına girmeye gayret edelim.
12Dievo žodis yra gyvas ir veiksmingas, aštresnis už bet kokį dviašmenį kalaviją. Jis prasiskverbia iki pat sielos ir dvasios atšakos, iki sąnarių ir kaulų smegenų, ir teisia širdies mintis bei sumanymus.
12Tanrı'nın sözü diri ve etkilidir, iki ağızlı her kılıçtan keskindir. Canla ruhu, ilikle eklemleri birbirinden ayıracak kadar derinlere işler; yüreğin düşüncelerini ve amaçlarını yargılar.
13Ir joks kūrinys nėra paslėptas nuo Jo žvilgsnio, bet visa yra nuoga ir atidengta akims To, kuriam turėsime duoti apyskaitą.
13Tanrı'nın görmediği hiçbir yaratık yoktur. Kendisine hesap vereceğimiz Tanrı'nın gözleri önünde her şey çıplak ve açıktır.
14Taigi, turėdami didį vyriausiąjį Kunigą, praėjusį pro dangus Dievo Sūnų Jėzų, tvirtai laikykimės mūsų išpažinimo.
14Gökleri aşmış olan büyük başkâhinimiz Tanrı'nın Oğlu İsa varken, açıkça benimsediğimiz inanca sımsıkı sarılalım.
15Juk mes turime ne tokį vyriausiąjį Kunigą, kuris negalėtų atjausti mūsų silpnybių, bet, kaip ir mes, visaip gundytą, tačiau nenusidėjusį.
15Çünkü zayıflıklarımızda bize yakınlık duyamayan değil, tersine, her alanda bizim gibi sınanmış, yine de günah işlememiş bir başkâhinimiz vardır.
16Todėl drąsiai artinkimės prie malonės sosto, kad gautume gailestingumą ir rastume malonę pagalbai reikiamu metu.
16Bu nedenle merhamete ermek ve gerektiğinde bize yardım edecek lütfa kavuşmak için Tanrı'nın lütuf tahtına cesaretle yaklaşalım.