¹‹‹ ‹O zaman, diyor RAB, Yahuda krallarıyla önderlerinin, kâhinlerin, peygamberlerin, Yeruşalimde yaşamış olanların kemikleri mezarlarından çıkarılacak.

¹Til hin Tid, lyder det fra HERREN, skal man tage Judas kongers ben, dets Fyrsters Ben, Præsternes, Profeternes og Jerusalems Indbyggeres Ben ud af deres Grave

²Toplanmayacak, gömülmeyecek kemikler, toprağın üzerinde gübre gibi olacaklar. Yeruşalim halkının sevdiği, kulluk ettiği, izlediği, danıştığı, taptığı güneşin, ayın, gök cisimlerinin önüne serilecekler.

²og sprede dem for Sol og Måne og al Himmelens Hær, som de elskede og dyrkede, holdt sig til, rådspurgte og tilbad; de skal ikke samles og jordes, men blive til Gødning på Marken.

³Bu kötü ulustan bütün sağ kalanlar, kendilerini sürdüğüm yerlerde yaşayanlar, ölümü yaşama yeğleyecekler. Her Şeye Egemen RAB böyle diyor.›

³Og Døden skal foretrækkes for Livet af hele den Rest, der er tilbage af denne onde Slægt på alle de Steder, jeg driver dem hen, lyder det fra Hærskarers HERRE.

⁴‹‹Onlara de ki, ‹RAB şöyle diyor: ‹‹ ‹İnsan yere düşer de kalkmaz mı,Yoldan sapar da geri dönmez mi?

⁴Og du skal sige til dem: Så siger HERREN: Mon man falder og ej står op, går tilbage og ej vender om?

⁵Öyleyse neden bu halk yoldan saptı?Neden Yeruşalim sürekli döneklik ediyor?Hileye yapışıyor,Geri dönmeyi reddediyorlar.

⁵Hvi falder da dette Folk i Jerusalem fra i evigt Frafald? De fastholder Svig, vil ikke vende om igen.

⁶Dikkatle dinledim,Ama doğru söylemiyorlar.Kimse, ne yaptım, diyerek kötülüğünden pişmanlık duymuyor.Savaşta seğirten at gibiHerkes kendi yoluna gidiyor.

⁶Jeg lytter, hører nøje efter: de taler ej Sandhed, ingen angrer sin Ondskab og siger: "Hvad gjorde jeg!" Hver styrter frem i sit Løb, som Hest stormer frem i Strid.

⁷Gökteki leylek bileBelli mevsimlerini bilir.Kumru da kırlangıç da turna daGöç etme zamanını gözetir.Oysa halkım buyruklarımı bilmez.

⁷Selv Storken oppe i Luften kender sin Tid, Turtelduen, Svalen og Tranen holder den Tid, de skal komme; men mit Folk, de kender ej HERRENs Ret.

⁸‹‹ ‹Nasıl, biz bilge kişileriz,RABbin Yasası bizdedir, diyebiliyorsunuz?İşte, bilginlerin yalancı kalemiYasayı yalana çevirmiş.

⁸Hvor kan I sige: "Vi er vise, og hos os er HERRENs Lov!" Nej, de skriftkloges Løgnegriffel virked i Løgnens Tjeneste.

⁹Bilgeler utandırıldı,Yıldırılıp ele geçirildi.RABbin sözünü reddettiler.Nasıl bir bilgelikmiş onlarınki?

⁹De vise skal blive til Skamme, ræddes og fanges. Se, HERRENs Ord har de vraget, hvad Visdom har de?

¹⁰Bundan ötürü karılarını başkalarına,Tarlalarını sahiplenecek yeni kişilere vereceğim.Küçük büyük herkes kazanç peşinde,Peygamberler, kâhinler, hepsi halkı aldatıyor.

¹⁰Derfor giver jeg andre deres Kvinder, nye Herrer deres Marker. Thi fra små til store søger hver eneste Vinding, de farer alle med Løgn fra Profet til Præst.

¹¹Esenlik yokken,Esenlik, esenlik, diyerekHalkımın yarasını sözde iyileştirdiler.

¹¹De læger mit Folks Datters Brøst som den simpleste Sag, idet de siger: "Fred, Fred!" skønt der ikke er Fred.

¹²Yaptıkları iğrençliklerden utandılar mı?Hayır, ne utanması?Kızarıp bozarmanın ne olduğunu bile bilmiyorlar.Bu yüzden onlar da düşenlerin arasında yer alacak,Cezalandırıldıklarında sendeleyip düşecekler› diyor RAB.

¹²De skal få Skam, thi de har gjort vederstyggelige Ting, og dog blues de ikke, dog kender de ikke til Skam. Derfor skal de falde på Valen; på Hjemsøgelsens Dag skal de snuble, siger HERREN.

¹³‹‹ ‹Onları büsbütün yok edeceğim, diyor RAB,Ne asmada üzüm kalacak,Ne incir ağacında incir.Yaprakları solup kuruyacak.Onlara ne verdiysem,Ellerinden alınacak.› ››

¹³Jeg vil bjærge deres Høst, så lyder det fra HERREN, men Vinstokken er uden Druer, Figentræet uden Figner, og Løvet er vissent.

¹⁴‹‹Neden burada oturup duruyoruz?Toplanalım da surlu kentlere kaçalım,Orada ölelim!Tanrımız RAB bizi ölüme terk etti,Bize zehirli su içirdi.Çünkü Ona karşı günah işledik.

¹⁴Hvorfor sidder vi stille? Flok jer dog sammen, lad os gå til de faste Stæder og tilintetgøres der! Thi HERREN vor Gud tilintetgør os, Gift er vor Drik, thi vi synded mod HERREN.

¹⁵Esenlik bekledik, iyilik gelmedi.Şifa umduk, yılgınlık bulduk.

¹⁵Man håber på Fred, men det bliver ej godt, på Lægedoms Tid, men se, der er Rædsel.

¹⁶Düşman atlarının hırıltısıDan bölgesinden duyuluyor,Aygırlarının kişnemesindenBütün ülke titriyor.Ülkeyi ve içindeki her şeyi,Kenti ve orada yaşayanlarıYok etmeye geliyorlar.››

¹⁶Hans Hestes Fnysen høres fra Dan, ved Lyden af hans Hingstes Vrinsken skælver alt Landet. De kommer og opæder Landet og dets Fylde, Byen og dens Borgere.

¹⁷‹‹Bakın, aranıza yılanlar,Büyüden etkilenmeyen engerekler göndereceğim,Sizi sokacaklar›› diyor RAB.

¹⁷Thi se, jeg sender imod jer Slanger; Basilisker, som ikke lader sig besværge, bide jer skal de, lyder det fra HERREN.

¹⁸Üzüntüm avutulamaz,Yüreğim baygın,

¹⁸Min Kvide er ikke til at læge, mit Hjerte er sygt.

¹⁹Ülkenin en uzak köşelerindenHalkımın feryadını dinleyin:‹‹RAB Siyonda değil mi?Kralı orada değil mi?››RAB, ‹‹Putlarıyla,İşe yaramaz yabancı ilahlarıylaNeden öfkelendiriyorlar beni?›› diyor.

¹⁹Hør mit Folks Datters Skrig viden om fra Landet! Er HERREN da ikke i Zion, har det ingen konge? Hvi krænked I mig med eders Billeder, fremmed Tomhed?

²⁰‹‹Ürün biçme zamanı geçti,Yaz sona erdi,Biz ise kurtulmadık›› diye haykırıyorlar.

²⁰Kornhøst er omme, Frugthøst endt, og vi er ej frelst!

²¹Halkımın yarasından ben de yaralandım.Yasa büründüm, dehşete düştüm.

²¹Ved mit Folks Datters Sammenbrud er jeg brudt sammen, jeg sørger, grebet af Rædsel.

²²Gilat'ta merhem yok mu,Hekim yok mu?Öyleyse halkımın yarası neden iyi edilmedi?

²²Er der ikke Balsam i Gilead, ingen Læge der? Hvorfor heles da ikke mit Folks Datters Sår?