1Bundan sonra Moavlılar, Ammonlular ve Meunluların bir kısmı Yehoşafatla savaşmak için yola çıktılar.
1Aga pärast seda tulid moabid ja ammonlased, ja nendega koos oli meunlasi, Joosafati vastu sõdima.
2Birkaç kişi Yehoşafata gidip, ‹‹Gölün öbür yakasından, Edomdan sana saldırmak için büyük bir ordu geliyor. Şu anda Haseson-Tamarda -Eyn-Gedide-›› dediler.
2Siis tuldi ja teatati Joosafatile: 'Sinu vastu tuleb suur jõuk teiselt poolt merd Aramist. Vaata, nad on Haseson-Taamaris, see on Een-Gedis!'
3Korkuya kapılan Yehoşafat RABbe danışmaya karar verdi ve bütün Yahudada oruç ilan etti.
3Siis Joosafat hakkas kartma ja pööras oma palge Issandat otsima; ta kuulutas välja paastu kogu Juudas.
4RABbe yönelmek için Yahudanın bütün kentlerinden gelen halk toplanıp RABden yardım diledi. (bkz. 26:7).
4Ja Juuda kogunes Issandalt abi otsima, ka kõigist Juuda linnadest tuldi Issandat otsima.
5Yehoşafat RABbin Tapınağında, yeni avlunun önünde, Yahuda ve Yeruşalim topluluğunun arasına gidip durdu.
5Ja Joosafat seisis Juuda ja Jeruusalemma koguduses Issanda kojas uue õue ees
6‹‹Ey atalarımızın Tanrısı RAB, sen göklerde oturan Tanrı değil misin?›› dedi, ‹‹Ulusların bütün krallıklarını yöneten sensin. Güç, kudret senin elinde. Kimse sana karşı duramaz.
6ning ütles: 'Issand, meie vanemate Jumal, kas pole mitte sina Jumal taevas ja kõigi paganate kuningriikide valitseja? Sinu käes on ju jõud ja vägi, ja ükski ei suuda sulle vastu panna.
7Ey Tanrımız, bu ülkede yaşayanları halkın İsrailin önünden kovan ve ülkeyi sonsuza dek dostun İbrahimin soyuna veren sen değil misin?
7Eks ole sina, meie Jumal, ära ajanud selle maa elanikud oma Iisraeli rahva eest ja andnud maa igaveseks ajaks oma sõbra Aabrahami soole?
8Onlar orada yaşadılar, adına bir tapınak kurdular ve,
8Nemad on seal elanud ja on seal ehitanud sinule, su nimele pühamu, öeldes:
9‹Başımıza bela, savaş, yargı, salgın hastalık, kıtlık gelirse, adının bulunduğu bu tapınağın ve senin önünde duracağız› dediler, ‹Sıkıntıya düştüğümüzde sana yakaracağız, sen de duyup bizi kurtaracaksın.›
9Kui meid tabab õnnetus, mõõk, kohus, katk või nälg, siis me astume selle koja ette ja sinu ette, sest selles kojas on sinu nimi. Ja me hüüame sinu poole oma kitsikuses, et sa meid kuuleksid ja aitaksid.
10‹‹İşte Ammonlular, Moavlılar ve Seir dağlık bölgesinde yaşayanlar! Mısırdan çıktıktan sonra İsraillilerin onların ülkesine girmelerine izin vermedin. Bu yüzden atalarımız başka yöne döndü, onları yok etmedi.
10Ja nüüd, vaata, Ammoni, Moabi ja Seiri mäestiku pojad, kelle maast sa ei lubanud Iisraeli läbi minna, kui nad Egiptusemaalt tulid, vaid pidid neist mööda minema ega saanud neid hävitada,
11Ama bak, bunun karşılığını bize nasıl ödüyorlar! Bize miras olarak vermiş olduğun mülkünden bizi kovmaya geliyorlar.
11vaata, need maksavad nüüd meile kätte, tulles meid välja ajama sinu omandist, mille sa meile oled andnud pärida.
12Ey Tanrımız, onları yargılamayacak mısın? Çünkü bize saldıran bu büyük orduya karşı koyacak gücümüz yok. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Gözümüz sende.››
12Meie Jumal, kas sa ei tahaks nende üle kohut mõista? Sest meil pole jõudu selle suure jõugu ees, kes tuleb meile kallale, ja me ise ei tea, mida peaksime tegema, vaid meie silmad vaatavad sinu poole!'
13Bütün Yahudalılar, çoluk çocuklarıyla birlikte RABbin önünde duruyordu.
13Ja kogu Juuda seisis Issanda ees, isegi nende väetid, nende naised ja lapsed.
14RABbin Ruhu topluluğun ortasında duran Asaf soyundan Mattanya oğlu Yeiel oğlu Benaya oğlu Zekeriya oğlu Levili Yahazielin üzerine indi.
14Ja Issanda Vaim tuli Jahasieli, Sakarja poja peale, kes oli Aasafi järeltulijaist pärit oleva leviit Mattanja poja Jeieli poja Benaja poja Sakarja poeg,
15Yahaziel şöyle dedi: ‹‹Ey Kral Yehoşafat, ey Yahuda halkı ve Yeruşalimde oturanlar, dinleyin! RAB size şöyle diyor: ‹Bu büyük ordudan korkmayın, yılmayın! Çünkü savaş sizin değil, Tanrınındır.
15ja ta ütles: 'Pange tähele, kogu Juuda, Jeruusalemma elanikud ja kuningas Joosafat: Nõnda ütleb teile Issand: Ärge kartke ja ärge tundke hirmu selle suure jõugu ees, sest see pole teie, vaid Jumala sõda!
16Yarın onlarla savaşmaya çıkın. Onları vadinin sonunda, Yeruel kırlarında, Sits Yokuşunu çıkarlarken bulacaksınız.
16Minge homme alla nende vastu! Vaata, nad tulevad üles mööda Siisi tõusuteed ja te kohtate neid oru lõpus ida pool Jerueli kõrbe.
17Bu kez savaşmak zorunda kalmayacaksınız. Yerinizde durup bekleyin, RABbin size sağlayacağı kurtuluşu görün, ey Yahuda ve Yeruşalim halkı! Korkmayın, yılmayın. Yarın onlara karşı savaşa çıkın. RAB sizinle olacak!› ››
17Seejuures ei ole teil vaja sõdida. Astuge ette, seiske ja vaadake, kuidas Issand teid päästab, Juuda ja Jeruusalemm! Ärge kartke ja ärge tundke hirmu! Minge homme nende vastu ja Issand on teiega!'
18Yehoşafat yüzüstü yere kapandı. Yahuda halkıyla Yeruşalimde oturanlar da RABbin önünde yere kapanıp Ona tapındılar.
18Siis Joosafat kummardas silmili maha ja kõik Juuda ja Jeruusalemma elanikud heitsid Issanda ette ning kummardasid Issandat.
19Sonra Kehatoğullarından ve Korahoğullarından bazı Levililer ayağa kalkıp İsrailin Tanrısı RABbi yüksek sesle övdüler.
19Ja need leviidid, kes olid kehatlastest ja korahlastest, tõusid üles, et Issandat, Iisraeli Jumalat, ülivalju häälega kiita.
20Ertesi sabah erkenden kalkıp Tekoa kırlarına doğru yola çıktılar. Yola koyulduklarında Yehoşafat durup şöyle dedi: ‹‹Beni dinleyin, ey Yahuda halkı ve Yeruşalimde oturanlar! Tanrınız RABbe güvenin, güvenlikte olursunuz. Onun peygamberlerine güvenin, başarılı olursunuz.››
20Ja järgmisel hommikul tõusid nad vara ning läksid Tekoa kõrbe. Nende välja minnes astus Joosafat ette ja ütles: 'Kuulge mind, Juuda ja Jeruusalemma elanikud! Uskuge Issandasse, oma Jumalasse, siis te jääte püsima! Uskuge tema prohveteid, siis õnnestub teil kõik!'
21Yehoşafat halka danıştıktan sonra RABbe ezgi okumak, Onun kutsallığının görkemini övmek için adamlar atadı. Bunlar ordunun önünde yürüyerek şöyle diyorlardı: ‹‹RABbe şükredin, Çünkü sevgisi sonsuza dek kalıcıdır!››
21Ja ta pidas rahvaga nõu, seadis Issandale lauljad ja kiitjad, kes pühas ehtes pidid minema relvastatute ees ja ütlema: 'Tänage Issandat, sest tema heldus kestab igavesti!'
22Onlar ezgi okuyup övgüler sunmaya başladığında, RAB Yahudaya saldıran Ammonlulara, Moavlılara ve Seir dağlık bölgesinde yaşayanlara pusu kurmuştu. Hepsi bozguna uğratıldı.
22Sel ajal, kui nad hakkasid hõiskama ja kiitma, pani Issand varitsejad Ammoni, Moabi ja Seiri mäestiku poegadele, kes olid tulnud Juuda vastu; ja nad löödi maha.
23Ammonlularla Moavlılar, Seir dağlık bölgesinde yaşayan halkı büsbütün yok etmek için onlara saldırdılar. Seirlileri yok ettikten sonra da birbirlerini öldürmeye başladılar.
23Sest ammonlased ja moabid tõusid Seiri mäestiku elanike vastu, et need hävitada ja kaotada; ja kui nad Seiri elanikele olid lõpu teinud, siis aitasid nad üksteist hävitada.
24Yahudalılar kırdaki gözcü kulesine varınca, o büyük orduya baktılar, ama sadece yere serilmiş cesetler gördüler. Tek kişi kurtulmamıştı.
24Kui siis Juuda jõudis vaatluspaika kõrbes ja nad vaatasid jõugu poole, ennäe, siis lamasid laibad maas ja ükski polnud pääsenud.
25Malları yağmalamaya giden Yehoşafatla askerleri, ölülerin arasında çok miktarda mal, giysi ve değerli eşya buldular. Taşıyabileceklerinden çok mal topladılar. Yağma edilecek o kadar çok mal vardı ki, toplama işi üç gün sürdü.
25Ja Joosafat ja tema rahvas tulid neilt saaki riisuma ja leidsid nende juurest palju varandust, riideid ja kalleid riistu, ja nad võtsid endile rohkem, kui nad suutsid kanda; nad olid kolm päeva saaki riisumas, sest seda oli palju.
26Dördüncü gün Beraka Vadisinde toplanarak RABbe övgüler sundular. Bu yüzden oranın adı bugün de Beraka Vadisi olarak kaldı.
26Ja neljandal päeval kogunesid nad Kiituseorgu, sest seal kiitsid nad Issandat; seepärast nimetatakse seda paika Kiituseoruks tänapäevani.
27Bundan sonra bütün Yahuda ve Yeruşalim halkı Yehoşafatın önderliğinde sevinçle Yeruşalime döndü. Çünkü RAB düşmanlarını bozguna uğratarak onları sevindirmişti.
27Siis pöördusid kõik Juuda ja Jeruusalemma mehed, ja Joosafat nende eesotsas, rõõmuga tagasi Jeruusalemma, sest Issand oli neid lasknud nende vaenlastest rõõmu tunda.
28Çenk, lir ve borazan çalarak Yeruşalime, RABbin Tapınağına gittiler.
28Ja nad tulid naablite, kannelde ja pasunatega Jeruusalemma Issanda kotta.
29RABbin İsrailin düşmanlarına karşı savaştığını duyan ülkelerin krallıklarını Tanrı korkusu sardı.
29Aga hirm Jumala ees valdas kõigi maade kuningriike, kui nad kuulsid, et Issand oli sõdinud Iisraeli vaenlaste vastu.
30Yehoşafatın ülkesi ise barış içindeydi. Çünkü Tanrısı her yandan onu esenlikle kuşatmıştı.
30Siis oli Joosafati kuningriigil vaikne aeg; tema Jumal andis talle ümberkaudu rahu.
31Yehoşafat Yahudayı yönetti. Otuz beş yaşında kral oldu ve Yeruşalimde yirmi beş yıl krallık yaptı. Annesi Şilhinin kızı Azuvaydı.
31Ja Joosafat valitses Juuda üle; ta oli kuningaks saades kolmkümmend viis aastat vana ja ta valitses Jeruusalemmas kakskümmend viis aastat; ta ema nimi oli Asuuba, Silhi tütar.
32Babası Asanın yollarını izleyen ve bunlardan sapmayan Yehoşafat RABbin gözünde doğru olanı yaptı.
32Ta käis oma isa Aasa teed ega lahkunud sellelt, tehes, mis õige oli Issanda silmis.
33Ancak alışılagelen tapınma yerleri kaldırılmadı. Halk hâlâ atalarının Tanrısına bütün yüreğiyle yönelmemişti.
33Aga ohvrikünkad ei kadunud ja rahvas ei olnud veel valmistanud oma südant oma vanemate Jumalale.
34Yehoşafatın yaptığı öbür işler, başından sonuna dek, İsrail kralları tarihinin bir bölümü olan Hanani oğlu Yehunun tarihinde yazılıdır.
34Ja muud Joosafati lood, varasemad ja hilisemad, vaata, need on kirja pandud Jehu, Hanani poja lugudes, mis on võetud Iisraeli Kuningate raamatusse.
35Yahuda Kralı Yehoşafat bir süre sonra kendini günaha veren İsrail Kralı Ahazya ile anlaşmaya vardı.
35Ja pärast seda astus Juuda kuningas Joosafat ühendusse Iisraeli kuninga Ahasjaga, kes tegi õelat tööd.
36Tarşişe gidecek gemiler yapmak için anlaştılar. Gemileri Esyon-Geverde yaptılar.
36Ta ühines temaga laevu ehitama, mis pidid minema Tarsisesse; nad ehitasid laevu Esjon-Geberis.
37Mareşalı Dodavahu oğlu Eliezer, Yehoşafat'a karşı şöyle peygamberlik etti: ‹‹Ahazya ile anlaşmaya vardığın için RAB işini bozacak.›› Gemiler Tarşiş'efş gidemeden parçalandı.
37Aga Elieser, Dodavahu poeg Maaresast, kuulutas prohvetlikult Joosafati vastu, öeldes: 'Sellepärast, et sa oled liitunud Ahasjaga, purustab Issand su töö!' Ja laevad hukkusid ega saanudki minna Tarsisesse.