¹‹‹Şimdi, ey kâhinler, bu buyruk sizin içindir.

¹Ja nüüd teie kohta, preestrid, on otsus see:

²Her Şeye Egemen RAB diyor ki, söz dinlemez, adımı onurlandırmaya istekli olmazsanız, üzerinize lanet yağdırıp hayırdualarınızı lanete çevireceğim. Lanetledim bile. Çünkü beni onurlandırmaya istekli değilsiniz.

²kui te ei kuula ega võta südamesse, et te peate andma au mu nimele, ütleb vägede Issand, siis ma läkitan teie vastu needuse ja muudan teie õnnistused needuseks, jah, needuseks, sest te ei ole võtnud seda südamesse.

³‹‹Soyunuzu paylayacağım. Bayramlarınızda kurban ettiğiniz hayvanların gübresini yüzünüze saçacağım. Sizi önümden atacağım.

³Vaata, ma sõitlen teie seemet ja puistan teile rooja näkku, teie pidupäevade rooja, ja teid endid viiakse selle juurde.

⁴Leviyle yaptığım antlaşmanın sürmesi için size bu buyruğu gönderdiğimi bilesiniz.›› Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB.

⁴Ja te saate tunda, et mina olen teile läkitanud selle otsuse, et minu leping Leeviga jääks püsima, ütleb vägede Issand.

⁵‹‹Onunla yaşam ve esenlik verecek bir antlaşma yaptım ve bana saygı göstersin diye kendisine bunları verdim. Benden korkup adıma saygı gösterdi.

⁵Minu leping temaga oli elu ja rahu, ja ma andsin selle temale, et ta kardaks; ja ta kartis mind, ta värises mu nime ees.

⁶Doğru öğüt ağzındaydı. Dudaklarında hile yoktu. Benimle esenlik ve doğruluk içinde yürüdü. Birçoklarını da suç yolundan döndürdü. Masoretik metin ‹‹Sizi ona götürecek››.

⁶Tõeõpetus oli tal suus ja pettust ei leitud tema huulilt. Rahus ja siiruses käis ta minuga ja pööras paljusid ära patust.

⁷‹‹Kâhinin dudakları bilgiyi korumalı ve insanlar onun ağzından öğüt aramalı. Çünkü o Her Şeye Egemen RABbin ulağıdır.

⁷Jah, preestri huuled talletavad tarkust ja tema suust otsitakse õpetust, sest tema on vägede Issanda käskjalg.

⁸Ne var ki, siz yoldan saptınız ve öğrettiklerinizle birçoklarını suça sürüklediniz; Leviyle yaptığım antlaşmayı bozdunuz.›› Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB.

⁸Aga teie olete lahkunud sellelt teelt, olete õpetusega pannud paljusid komistama, olete rikkunud Leevi liidu, ütleb vägede Issand.

⁹‹‹Benim yollarımı izlemediniz, Kutsal Yasayla ilgili konularda adam kayırdınız. Bu yüzden ben de bütün halkın önünde sizi aşağılayıp gülünç duruma düşürdüm.››

⁹Sellepärast teen minagi teid põlatuiks ja armetuiks kõigi rahvaste juures, sest te pole tähele pannud minu teid, vaid olete õpetuses olnud erapoolikud.

¹⁰Hepimizin babası bir değil mi? Bizi yaratan aynı Tanrı değil mi? Öyleyse neden atalarımızın yaptığı antlaşmayı bozarak herkes kardeşine ihanet ediyor?

¹⁰Eks ole meil kõigil üks isa? Eks ole meid loonud üks Jumal? Mispärast me siis ei ole üksteisele truud, vaid teotame oma vanemate lepingut?

¹¹Yahuda halkı haince davrandı. İsrailde ve Yeruşalimde iğrenç şeyler yapıldı: Yahuda yabancı ilaha tapınan kızla evlenerek RABbin sevdiği kutsal yeri kirletti.

¹¹Juuda on olnud truuduseta ja Iisraelis ja Jeruusalemmas on tehtud jäledust. Sest Juuda on teotanud pühamut, mida Issand armastab, ja on võtnud naiseks võõra jumala tütre.

¹²Bunu yapan kişi, kim olursa olsun, Her Şeye Egemen RABbe sunular getirse bile RAB onu Yakupun topluluğundan atsın!

¹²Issand hävitagu Jaakobi telkidest mees, kes seda teeb, olgu ta kes tahes, ka see, kes viib vägede Issandale ohvriandi.

¹³Yaptığınız başka bir şey var: RABbin sunağını gözyaşı seline boğuyorsunuz. Ağlayıp sızlanıyorsunuz. Çünkü RAB artık getirdiğiniz sunulara ilgi göstermiyor, onları elinizden beğeniyle kabul etmiyor.

¹³Ja veel te olete teinud seda: Issanda altar on kaetud silmaveega, nutu ja oigamisega, nii et ta enam ei pöördu ohvrianni poole ega võta seda hea meelega teie käest vastu.

¹⁴‹‹Neden?›› diye soruyorsunuz. Çünkü RAB seninle gençken evlendiğin karın arasında tanıktır. O yoldaşın ve evlilik antlaşmasıyla karın olduğu halde ona ihanet ettin.

¹⁴Aga te ütlete: 'Mispärast?' Sellepärast, et Issand on tunnistajaks sinu ja su noorpõlve naise vahel, kelle vastu sa oled olnud truudusetu, kuigi ta on sinu abikaasa ja sinu seadusejärgne naine.

¹⁵Tanrı sizi tek beden ve ruh yapmadı mı? Neden tek? Çünkü O kendisine özgü bir soy arıyordu. Onun için kendinize dikkat edin, hiçbiriniz gençken evlendiği karısına ihanet etmesin.

¹⁵Aga ükski ei tee seda, kelles on veel vaimu jääki. Ja mida peab ta tegema? Otsima Jumala sugu! Kandke siis hoolt oma vaimu eest ja ükski ärgu olgu truudusetu oma noorpõlve naise vastu!

¹⁶İsrailin Tanrısı RAB, ‹‹Ben boşanmadan nefret ederim›› diyor, ‹‹Giysisinin üstüne bir de zorbalığı kuşanan kişiden de nefret ederim.›› Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB. Bunun için kendinize dikkat edin ve ihanet etmeyin.

¹⁶Sest ma vihkan lahutust, ütleb Issand, Iisraeli Jumal, ja seda, kes katab oma kuue vägivallaga, ütleb vägede Issand. Kandke siis hoolt oma vaimu eest ja ärge olge truudusetud!

¹⁷Sözlerinizle RAB'bi usandırdınız. ‹‹O'nu neyle usandırdık?›› diye soruyorsunuz. ‹‹Kötülük yapan herkes RAB'bin gözünde iyidir, O onlardan hoşnuttur›› ya da ‹‹Hani, adalet sağlayan Tanrı nerede?›› diyerek usandırdınız.

¹⁷Te väsitate Issandat oma kõnedega. Ometi te ütlete: 'Kuidas me väsitame?' Sellega, et ütlete: 'Igaüks, kes kurja teeb, on Issanda silmis hea, ja seesugune on tema meele järgi.' Või: 'Kus on kohut mõistev Jumal?'