¹‹‹Aranızdan bir peygamber ya da düş gören biri çıkarsa, bir belirtiyi ya da şaşılası bir olayı önceden bildirirse,

¹Ako vstane sredi tebe prorok ali kdor ima sanje in ti pokaže znamenje ali čudež

²‹Bilmediğiniz başka ilahlara yönelip tapınalım› derse, söz ettiği belirti, şaşılası olay gerçekleşse bile,

²in se zgodi tisto znamenje ali čudo, za katero ti je pravil, rekoč: Pojdimo za drugimi bogovi, katerih nisi poznal, in služimo jim!

³o peygamberi ya da düş göreni dinlememelisiniz. Tanrınız RAB kendisini bütün yüreğinizle, bütün canınızla sevip sevmediğinizi anlamak için sizi sınamaktadır.

³ne poslušaj besed takega proroka ali tistega, ki ima sanje; zakaj GOSPOD, vaš Bog, vas izkuša, da se spozna, ali ljubite GOSPODA, svojega Boga, iz vsega srca svojega in iz vse duše svoje.

⁴Tanrınız RABbin ardınca yürüyün, Ondan korkun. Buyruklarına uyun, Onun sözüne kulak verin. Ona kulluk edin, Ona bağlı kalın.

⁴Za GOSPODOM, svojim Bogom, hodite, njega se bojte, njegove zapovedi hranite in njegov glas poslušajte, njemu služite in njega se oklepajte.

⁵O peygamber ya da düş gören öldürülecek. O, sizi Mısırdan çıkaran, köle olduğunuz ülkeden kurtaran Tanrınız RABbe karşı gelmeye kışkırttı. Tanrınız RABbin yürümenizi buyurduğu yoldan sizi saptırmaya çalıştı. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldırmalısınız.

⁵Tisti prorok pa ali tisti sanjač mora umreti, zato ker je svetoval odpad zoper GOSPODA, vašega Boga, ki vas je izpeljal iz dežele Egiptovske in vas odkupil iz hiše sužnosti, da bi te pahnil s pota, po katerem ti je zapovedal GOSPOD hoditi. Tako odpraviš hudo izmed sebe.

⁶‹‹Öz kardeşin, oğlun, kızın, sevdiğin karın ya da en yakın dostun seni gizlice ayartmaya çalışır, senin ve atalarının önceden bilmediğiniz, dünyanın bir ucundan öbür ucuna dek uzakta, yakında, çevrenizde yaşayan halkların ilahları için, ‹Haydi gidelim, bu ilahlara tapalım› derse,

⁶Ako te izpodbuja na skrivnem tvoj brat, sin matere tvoje, ali tvoj sin, ali tvoja hči, ali žena, ki ti je v naročju, ali prijatelj, ki ti je kakor tvoje srce, govoreč: Pojdimo in služimo drugim bogovom, ki jih nisi poznal ne ti, ne očetje tvoji,

⁸ona uymayacak, onu dinlemeyeceksin. Ona acımayacak, sevecenlik göstermeyecek, onu korumayacaksın.

⁷izmed bogov tistih ljudstev, ki so okoli tebe, bodisi blizu tebe ali daleč od tebe, od enega do drugega konca zemlje:

⁹Onu kesinlikle öldüreceksin. Onu önce sen, sonra bütün halk taşa tutsun.

⁸ne vdaj se mu, tudi ga ne poslušaj, in naj se ga ne usmili oko tvoje, da bi mu prizanesel ali pa ga skrival,

¹⁰Taşlayarak öldürün onu. Çünkü Mısırdan, köle olduğunuz ülkeden sizi çıkaran Tanrınız RABden sizi saptırmaya çalıştı.

⁹marveč umoriti ga moraš; tvoja roka bodi prva nad njim, da bo dan v smrt, in potem vsega ljudstva roka.

¹¹Böylece bütün İsrail bunu duyup korkacak. Bir daha aranızda buna benzer kötü bir şey yapmayacaklar.

¹⁰S kamenjem ga posuješ, da umre, ker te je hotel odvrniti od GOSPODA, tvojega Boga, ki te je odpeljal iz dežele Egiptovske, iz hiše sužnosti:

¹²‹‹Tanrınız RABbin yaşamanız için size vereceği kentlerin birinde, içinizden kötü kişiler çıktığını ve, ‹Haydi, bilmediğiniz başka ilahlara tapalım› diyerek kentlerinde yaşayan halkı saptırdıklarını duyarsanız,

¹¹da začuje to ves Izrael in se boji in nihče več ne počenja take hudobnosti sredi tebe.

¹⁴araştıracak, inceleyecek, iyice soruşturacaksınız. Duyduklarınız gerçekse ve bu iğrenç olayın aranızda yapıldığı kanıtlanırsa,

¹²Ako zaslišiš, da kdo poreče o enem iz tvojih mest, ki ti jih GOSPOD, tvoj Bog, da v prebivanje:

¹⁵o kentte yaşayanları kesinlikle kılıçtan geçireceksiniz. Kenti yok edip orada yaşayan bütün halkı ve hayvanları kılıçtan geçireceksiniz.

¹³Neki možje, otroci Belijalovi [Belijal pomeni: ničvrednost, hudoba, poguba.], so prišli izmed naših in odvrnili prebivalce svojega mesta, govoreč: Pojdimo in služimo drugim bogovom, ki jih niste poznali;

¹⁶Yağmalanan malların tümünü toplayıp meydanın ortasına yığın. Kenti ve malları Tanrınız RABbe tümüyle yakmalık sunu olarak yakın. Kent sonsuza dek yıkıntı halinde bırakılacak. Yeniden onarılmayacak.

¹⁴tedaj poišči, poizvedi in natanko izprašaj, in glej, resnično je in dokazano, da se je taka gnusoba storila sredi tebe:

¹⁷Yok edilecek mallardan hiçbir şey almayın. Böylece RABbin kızgın öfkesi yatışacak ve RAB atalarınıza içtiği ant uyarınca size acıyacak, sevecenlik gösterecek, sizi çoğaltacaktır.

¹⁵udari torej prebivalce tistega mesta z ostrino meča in s prokletjem ga pokončaj in vse, kar je v njem, tudi živino, z ostrino meča.

¹⁸Çünkü Tanrınız RAB'bin sözünü dinleyeceksiniz. Böylece bugün size bildirdiğim buyruklara uyup O'nun gözünde doğru olanı yapmış olacaksınız.››

¹⁶In ves plen iz njega zberi sredi njegovih ulic in sežgi z ognjem mesto in ves njegov plen dočista GOSPODU, svojemu Bogu; in grobljišče bodi vekomaj, nikoli več ne bodi sezidano.

¹⁷In od tega v prokletje izročenega naj se nič ne prime tvoje roke; da se obrne GOSPOD od togote svojega srda in ti izkaže usmiljenje in te pomiluje in te pomnoži, kakor je prisegel očetom tvojim,ker poslušaš glas GOSPODA, svojega Boga, da bi držal vse njegove zapovedi, ki ti jih jaz danes zapovedujem, delajoč, kar je prav v očeh GOSPODA, tvojega Boga.

¹⁸ker poslušaš glas GOSPODA, svojega Boga, da bi držal vse njegove zapovedi, ki ti jih jaz danes zapovedujem, delajoč, kar je prav v očeh GOSPODA, tvojega Boga.