¹‹‹Eğer Tanrınız RABbin sözünü iyice dinler ve bugün size ilettiğim bütün buyruklarına uyarsanız, Tanrınız RAB sizi yeryüzündeki bütün uluslardan üstün kılacaktır.

¹In zgodi se, če boš marljivo poslušal glas GOSPODA, svojega Boga, in pazil, da izpolnjuješ vse njegove zapovedi, ki ti jih jaz zapovedujem danes, da te GOSPOD, tvoj Bog, stori višjega mimo vseh narodov na zemlji;

²Tanrınız RABbin sözünü dinlerseniz, şu bereketler üzerinize gelecek ve sizinle olacak:

²in pridejo nadte vsi ti blagoslovi in te dohité, ako boš poslušal glas GOSPODA, svojega Boga.

³‹‹Kentte de tarlada da kutsanacaksınız.

³Blagoslovljen boš v mestu, blagoslovljen na njivi.

⁴‹‹Rahminizin meyvesi kutsanacak. Toprağınızın ürünü, hayvanlarınızın dölü -sığırlarınızın buzağıları, sürülerinizin kuzuları- bereketli olacak.

⁴Blagoslovljen bo sad tvojega telesa, obrodek tvoje zemlje, prirastek tvoje živine, mladiči tvoje govedi in jagnjiči tvoje drobnice.

⁵‹‹Sepetiniz ve hamur tekneniz bereketli olacak.

⁵Blagoslovljen bo tvoj koš in kadunje tvoje.

⁶‹‹İçeri girdiğinizde de dışarı çıktığınızda da kutsanacaksınız.

⁶Blagoslovljen boš, ko pojdeš noter, blagoslovljen tudi, ko pojdeš ven.

⁷‹‹RAB size saldıran düşmanlarınızı önünüzde bozguna uğratacak. Onlar size bir yoldan saldıracak, ama önünüzden yedi yoldan kaçacaklar.

⁷GOSPOD stori, da bodo tvoji sovražniki, ki se vzpno zoper tebe, poraženi pred teboj; po enem potu pridejo zoper tebe, a po sedmih potih bodo bežali pred teboj.

⁸‹‹RABbin buyruğuyla ambarlarınız dolu olacak. El attığınız her işte RAB sizi kutsayacak. Tanrınız RAB size vereceği ülkede sizi kutsayacak.

⁸Zapove GOSPOD blagoslovu, da ti pride v žitnico in k vsakemu delu tvojih rok, in blagoslovil te bo v deželi, ki ti jo daje GOSPOD, tvoj Bog.

⁹‹‹Tanrınız RABbin buyruklarına uyar, Onun yollarında yürürseniz, RAB size içtiği ant uyarınca sizi kendisi için kutsal bir halk olarak koruyacaktır.

⁹Potrdi te GOSPOD sebi za sveto ljudstvo, kakor ti je prisegel, ako boš hranil zapovedi GOSPODA, svojega Boga, in hodil po njegovih potih.

¹⁰Yeryüzündeki bütün uluslar RABbe ait olduğunuzu görecek, sizden korkacaklar.

¹⁰In vsa ljudstva na zemlji bodo videla, da se imenuješ po imenu GOSPODOVEM, in bala se te bodo.

¹¹RAB atalarınıza ant içerek size söz verdiği ülkede bolluk içinde yaşamanızı sağlayacak: Rahminizin meyvesi kutsanacak; hayvanlarınızın yavruları, toprağınızın ürünü verimli olacak.

¹¹In GOSPOD stori, da boš imel obilje dobrega: sadú svojega telesa, prirastka svoje živine in pridelka svoje zemlje, v deželi, za katero je prisegel GOSPOD tvojim očetom, da ti jo da.

¹²RAB ülkenize yağmuru zamanında yağdırmak ve bütün emeğinizi verimli kılmak için göklerdeki zengin hazinesini açacak. Birçok ulusa ödünç vereceksiniz; siz ödünç almayacaksınız.

¹²GOSPOD ti odpre bogato zakladnico svojo, nebo, da daje dež tvoji deželi o pravem času in da blagoslovi vse delo tvoje roke; in posojal boš mnogim narodom, sam pa ničesar ne jemal naposodo.

¹³RAB sizi kuyruk değil baş yapacak. Eğer bugün size ilettiğim Tanrınız RABbin buyruklarını dinler, onlara iyice uyarsanız, altta değil, her zaman üstte olacaksınız.

¹³Postavi te GOSPOD, da bodeš glava, a ne rep; in bodeš samo zgoraj, ne pa spodaj, ako boš poslušal zapovedi GOSPODA, svojega Boga, ki ti jih jaz zapovedujem danes, da jih hraniš in izpolnjuješ,

¹⁴Bugün size ilettiğim buyrukların dışına çıkmayacak, başka ilahların ardınca gitmeyecek, onlara tapmayacaksınız.››

¹⁴in se ne ganeš od nobene besede, ki vam jih danes zapovedujem, ne na desno, ne na levo, da bi šel za drugimi bogovi in jim služil.

¹⁵‹‹Ama Tanrınız RABbin sözünü dinlemez, bugün size ilettiğim buyrukların, kuralların hepsine uymazsanız, şu lanetler üzerinize gelecek ve size ulaşacak:

¹⁵Ako pa ne boš poslušal glasu GOSPODA, svojega Boga, da bi hranil in izpolnjeval vse zapovedi in postave njegove, ki ti jih danes zapovedujem: vse te prokletve pridejo nadte in te dohite.

¹⁶‹‹Kentte de tarlada da lanetli olacaksınız.

¹⁶Proklet boš v mestu, proklet na njivi.

¹⁷‹‹Sepetiniz ve hamur tekneniz lanetli olacak.

¹⁷Proklet bo tvoj koš in kadunje tvoje.

¹⁸‹‹Rahminizin meyvesi, toprağınızın ürünü, sığırlarınızın buzağıları, sürülerinizin kuzuları lanetli olacak.

¹⁸Proklet bo sad tvojega telesa, obrodek tvoje zemlje, prireja tvoje govedi in mladiči tvoje drobnice.

¹⁹‹‹İçeri girdiğinizde lanetli olacaksınız; dışarı çıktığınızda da lanetli olacaksınız.

¹⁹Proklet boš, ko pojdeš noter, proklet tudi, ko pojdeš ven.

²⁰‹‹RABbe sırt çevirmekle yaptığınız kötülükler yüzünden el attığınız her işte O sizi lanete uğratacak, şaşkına çevirecek, paylayacak. Sonunda üzerinize yıkım gelecek ve çabucak yok olacaksınız.

²⁰GOSPOD pošlje nadte prokletstvo, zmešnjavo in grožnjo svojo v vsem, česar se lotiš z roko, da bi delal, dokler ne boš zatrt in dokler naglo ne pogineš, zaradi zla svojih dejanj, s katerimi si me zapustil.

²¹RAB, mülk edinmek için gideceğiniz ülkede sizi yok edinceye dek salgın hastalıkla cezalandıracak.

²¹GOSPOD naredi, da se ti prilepi kuga, dokler te ne pokonča s površja zemlje, v katero greš, da jo posedeš.

²²Veremle, sıtmayla, iltihapla, yakıcı sıcaklıkla, kuraklıkla, samyeliyle, küfle cezalandıracak. Siz yok oluncaya dek bunlar sizi kovalayacak.

²²GOSPOD te udari z jetiko, mrzlico, vročico in s prisadom, s sušo, s snetjo in z rjo, in zasledovale te bodo nadloge, dokler ne pogineš.

²³Başınızın üstündeki gök tunç, ayağınızın altındaki yer demir olacak.

²³Nebo, ki ti je nad glavo, bode bronasto, in zemlja, ki po njej hodiš, železna.

²⁴RAB siz yok oluncaya dek gökten yağmur yerine ülkenize toz ve kum yağdıracak.

²⁴GOSPOD da tvoji deželi za dež prah in pepel, z neba bo padal nate, dokler ne boš pokončan.

²⁵‹‹RAB sizi düşmanlarınızın önünde bozguna uğratacak. Onlara bir yoldan saldıracak, ama önlerinden yedi yoldan kaçacaksınız. Yeryüzündeki bütün uluslar için dehşet verici bir örnek olacaksınız.

²⁵GOSPOD dopusti, da te porazijo tvoji sovražniki pred seboj: po enem potu pojdeš proti njim, a po sedmih potih boš bežal pred njimi; in pestili te bodo po vseh kraljestvih na zemlji.

²⁶Ölüleriniz bütün kuşlara, yabanıl hayvanlara yem olacak; onları korkutup kaçıran kimse olmayacak.

²⁶In truplo tvoje bode v živež vsem pticam pod nebom in zverem na zemlji, in nikogar ne bo, da bi jih preplašil.

²⁷RAB sizi iyileşemeyeceğiniz Mısır çıbanıyla, urlarla, kaşıntıyla, uyuzla vuracak.

²⁷GOSPOD te udari z egiptovskim ugnidjem, s tvori, s skrumbami in z garjami, da ne boš mogel ozdraveti.

²⁸RAB sizi delilikle, körlükle, şaşkınlıkla cezalandıracak.

²⁸Udari te GOSPOD z blaznostjo, slepoto in s plašljivostjo srca.

²⁹Öğle vakti körlerin karanlıkta el yordamıyla yürüdüğü gibi yürüyeceksiniz. Yaptığınız her şeyde başarısız olacak, sürekli sıkıştırılacak, yağmalanacaksınız. Sizi kurtaran olmayacak.

²⁹Tipal boš opoldne, kakor slepec tiplje v temi, in na svojih potih ne boš imel nobene sreče; tlačili te bodo in oplenjevali vse dni, a ne bo nikogar, da bi te rešil.

³⁰‹‹Bir kızla nişanlanacaksınız, ama başka biri onunla yatacak. Ev yapacak ama içinde oturmayacaksınız. Bağ dikecek ama üzümünü toplamayacaksınız.

³⁰Ženo si zaročiš, a drug bo spal pri njej; hišo si sezidaš, a ne boš prebival v njej; vinograd zasadiš, a njegovega sadu ne boš užival.

³¹Öküzünüz gözünüzün önünde kesilecek ama etini yemeyeceksiniz. Eşeğiniz zorla sizden alınacak, geri getirilmeyecek. Davarlarınız düşmanlarınıza verilecek. Sizi kurtaran olmayacak.

³¹Vol tvoj bo zaklan pred tvojimi očmi, a ne boš jedel njegovega mesa; osel tvoj ti bo s silo vzet izpred obličja, pa ga ne bo več nazaj; tvoje ovce bodo dane tvojim sovražnikom, in ne bo ti pomočnika.

³²Oğullarınız, kızlarınız gözlerinizin önünde başka bir ulusa verilecek. Her gün onları gözlemekten gözlerinizin gücü tükenecek. Elinizden bir şey gelmeyecek.

³²Tvoji sinovi in hčere bodo izročeni drugemu narodu, da oči tvoje vidijo in ginejo od koprnenja po njih vse dni; a moči ne bo v tvojih rokah:

³³Tanımadığınız bir halk toprağınızın ürününü ve bütün emeğinizi yiyecek. Sürekli sıkıştırılacak, ezileceksiniz.

³³Sad tvoje zemlje in ves tvoj trud užije narod, ki ga ne poznaš; in bodo te samo tlačili in pestili vse tvoje žive dni,

³⁴Gözlerinizle gördükleriniz sizi çıldırtacak.

³⁴tako da izgubiš pamet spričo tega, kar bodo morale videti tvoje oči.

³⁵RAB dizlerinizi, bacaklarınızı tepeden tırnağa iyileşmeyen ağrılı çıbanlarla vuracak.

³⁵GOSPOD te udari s hudimi grčami na kolenih in na mečih, da ti ne bode ozdravljenja od podplatov do temena.

³⁶‹‹RAB sizi ve başınıza atayacağınız kralı sizin de atalarınızın da bilmediği bir ulusa sürecek. Orada ağaçtan, taştan yapılmış başka ilahlara tapacaksınız.

³⁶GOSPOD popelje tebe in tvojega kralja, ki ga postaviš nad seboj, med narod, katerega nisi poznal ne ti, ne očetje tvoji, in ondi boš služil drugim bogovom, lesu in kamenju.

³⁷RABbin sizi süreceği bütün uluslar başınıza gelenlerden dehşete düşecek; sizi aşağılayacak, sizinle eğlenecekler.

³⁷In bodeš v grozo, v pregovore in zabavljice med vsemi ljudstvi, kamor te zažene GOSPOD.

³⁸‹‹Çok tohum ekecek, ama az toplayacaksınız. Çünkü ürününüzü çekirge yiyecek.

³⁸Veliko semena odneseš na polje, a malo spraviš, zakaj kobilice požro vse.

³⁹Bağlar dikecek, bakımını yapacak, ama şarap içmeyecek, üzüm toplamayacaksınız. Onları kurt yiyecek.

³⁹Vinograde zasadiš in jih boš obdeloval, a ne boš ne vina pil, ne grozdja trgal, kajti črvi ga bodo snedli.

⁴⁰Ülkenizin her yerinde zeytinlikleriniz olacak, ama zeytinyağı sürünmeyeceksiniz. Zeytin ağaçlarınız ürününü yere dökecek.

⁴⁰Oljke boš imel po vseh krajih svojih, a ne boš se mazilil z oljem, zakaj tvoja oljka se sama otrebi.

⁴¹Oğullarınız, kızlarınız olacak, ama sizinle kalmayacaklar, sürgüne gönderilecekler.

⁴¹Sinove in hčere boš rodil, in vendar ne bodo tvoji, ker pojdejo v ujetništvo.

⁴²Bütün ağaçlarınızı, toprağınızın ürününü çekirgeler yiyecek.

⁴²Vse tvoje drevje in sad tvoje zemlje posedejo kobilice.

⁴³‹‹Aranızdaki yabancılar yükseldikçe yükselecek, sizse alçaldıkça alçalacaksınız.

⁴³Tujec, ki je pri tebi, bo stopal nadte više in više, ti pa boš padal vedno globokeje.

⁴⁴O sana ödünç verecek, ama sen ona ödünç vermeyeceksin. O baş, sen kuyruk olacaksın.

⁴⁴On ti bo posojal, ti pa mu nikdar ne posodiš; on bode glava, ti pa rep.

⁴⁵‹‹Bütün bu lanetler başınıza yağacak. Yok oluncaya dek sizi kovalayacak ve size erişecek. Çünkü Tanrınız RABbin sözünü dinlemediniz, size verdiği buyrukları, kuralları yerine getirmediniz.

⁴⁵In vsa ta prokletstva pridejo nad te in te bodo preganjala in te dohite, da pogineš, zato ker nisi poslušal glasu GOSPODA, svojega Boga, da držiš zapovedi in postave njegove, ki ti jih je ukazal;

⁴⁶Bu lanetler siz ve soyunuz için sonsuza dek bir belirti, şaşılası bir olay olarak kalacak.

⁴⁶in ta prokletstva bodo nad teboj v znamenje in čudenje in nad tvojim zarodom vekomaj,

⁴⁷Madem bolluk zamanında Tanrınız RABbe sevinçle, hoşnutlukla kulluk etmediniz,

⁴⁷zato ker nisi služil GOSPODU, svojemu Bogu, z veseljem in z radostnim srcem, ko si imel vsega obilost.

⁴⁸RABbin üzerinize göndereceği düşmanlara kölelik edeceksiniz. Aç, susuz, çıplak kalacaksınız; her şeye gereksinim duyacaksınız. RAB sizi yok edinceye dek boynunuza demir boyunduruk vuracak.

⁴⁸Zato ti bode služiti svojim sovražnikom, ki jih pošlje GOSPOD zoper tebe, ob lakoti in žeji, v nagoti in vsem pomanjkanju. Železen jarem ti položi na vrat, dokler te ne zatare.

⁴⁹‹‹RAB uzaktan, dünyanın öbür ucundan bir ulusu -dilini bilmediğiniz bir ulusu, yaşlılara saygı, küçüklere sevgi beslemeyen acımasız bir ulusu- birden çullanan bir kartal gibi başınıza getirecek.

⁴⁹GOSPOD pripelje nadte narod od daleč, od kraja zemlje, ki leti kakor orel, narod, čigar jezika ne razumeš;

⁵¹Siz yok oluncaya dek hayvanlarınızın yavrularını, toprağınızın ürününü yiyip bitirecekler. Size ne tahıl, ne şarap, ne zeytinyağı, ne sığırlarınızın buzağılarını, ne de sürülerinizin kuzularını bırakacaklar; ta ki, siz ortadan kalkıncaya dek.

⁵⁰narod trdega obličja, ki se ne ozira na osebo starčka in se mladine ne usmili.

⁵²Güvendiğiniz yüksek, dayanıklı surlar yerle bir oluncaya dek ülkenizdeki bütün kentlerde sizi kuşatacaklar. Tanrınız RABbin size verdiği ülkedeki bütün kentleri kuşatacaklar.

⁵¹Ta pojé prirastke tvoje živine in zemlje tvoje, dokler ne boš pokončan; in ne ostavi ti ničesar, ne žita, ne vina, ne olja, ne prireje tvoje govedi, ne mladičev tvoje drobnice, dokler te ne zatare.

⁵³‹‹Kuşatma sırasında düşmanınızın vereceği sıkıntıdan rahminizin meyvesini, Tanrınız RABbin size verdiği oğulların, kızların etini yiyeceksiniz.

⁵²In pritiskal bo nate ob vseh vratih tvojih, dokler ne razruši po vsej deželi visokih in močnih tvojih zidov, na katere se zanašaš; pritiskal bo nate ob vseh vratih po vsej deželi tvoji, ki ti jo je dal GOSPOD, tvoj Bog.

⁵⁴Aranızdaki en yumuşak, en duyarlı adam bile öz kardeşine, sevdiği karısına, sağ kalan çocuklarına acımayacak;

⁵³Tedaj boš jedel svojega telesa sad, meso sinov in hčer svojih, ki ti jih je dal GOSPOD, tvoj Bog, pri obleganju in v stiski, s katero te bo stiskal tvoj sovražnik.

⁵⁵yediği çocuklarının etini onların hiçbiriyle paylaşmayacak. Çünkü düşmanın kuşatma sırasında sizi sıkıştırması yüzünden kentlerinizde hiç yiyecek kalmayacak.

⁵⁴Mehak mož med vami in zelo razvajen bo nevoščljivo gledal svojega brata in ženo svojega naročja in ostale svoje otroke, ki mu še preostanejo,

⁵⁶Aranızda en yumuşak, en duyarlı kadın -yumuşaklığından ve duyarlılığından ayağının tabanını yere basmak istemeyen kadın- bile sevdiği kocasından, öz oğlundan, kızından, plasentayı ve doğuracağı çocukları esirgeyecek. Çünkü kuşatma sırasında düşmanın kentlerinizde size vereceği sıkıntıdan, yokluktan onları gizlice yiyecek.

⁵⁵ne hoteč dati nikomur izmed njih mesa svojih otročičev, ki ga bo jedel, ker mu ničesar ne preostane pri obleganju in v stiski, s katero te bo stiskal sovražnik tvoj v vseh tvojih vratih.

⁵⁸‹‹Bu kitapta yazılı yasanın bütün sözlerine uymaz, Tanrınız RABbin yüce ve heybetli adından korkmazsanız,

⁵⁶Mehka in razvajena ženska med vami, ki še od mehkosti in razvajenosti ni poskusila postaviti stopala svojega na tla, bo nevoščljivo gledala moža svojega naročja in svojega sina in hčer svojo,

⁵⁹RAB sizi ve soyunuzu korkunç belalarla, büyük ve sürekli belalarla, ağır, iyileşmez hastalıklarla vuracak.

⁵⁷zaradi trebeža, ki pride iz nje pri porodu, in zaradi otrok, katere porodi; kajti jedla jih bo skrivaj ob pomanjkanju vseh reči, pri obleganju in v stiski, s katero te bo stiskal sovražnik tvoj v tvojih vratih.

⁶⁰Sizi ürküten Mısırın bütün hastalıklarını yeniden başınıza getirecek; size yapışacaklar.

⁵⁸Ako ne boš pazil, da izpolniš vse besede te postave, zapisane v tej knjigi, da bi se bal tega slavnega in grozovitega imena, GOSPODA, svojega Boga:

⁶¹Siz yok oluncaya dek RAB bu Yasa Kitabında yazılmamış her türlü hastalığı ve belayı da başınıza getirecek.

⁵⁹tedaj pripravi GOSPOD tebi in zarodu tvojemu čudovite nadloge, nadloge velike in dolgotrajne, hude in dolge bolezni.

⁶²Gökteki yıldızlar kadar çok olan sizler, sayıca az bırakılacaksınız. Çünkü Tanrınız RABbin sözüne kulak vermediniz.

⁶⁰In pošlje nadte zopet vse kužne bolezni egiptovske, katerih si se bal, in te opne ž njimi.

⁶³Size iyilik yapmak, sizi çoğaltmak RABbi nasıl sevindirdiyse, sizi yıkmak ve yok etmek de öyle sevindirecektir. Mülk edinmek için gideceğiniz ülkeden sökülüp atılacaksınız.

⁶¹Tudi vse bolezni in vse nadloge, ki niso zapisane v knjigi te postave, pošlje GOSPOD nadte, dokler ne boš iztrebljen.

⁶⁴‹‹RAB sizi dünyanın bir ucundan öbür ucuna, bütün halklar arasına dağıtacak. Orada sizin de atalarınızın da tanımadığı, ağaçtan ve taştan yapılmış başka ilahlara tapacaksınız.

⁶²In malo število vas ostane, dasi vas je bila množica kakor zvezd na nebu, zato ker nisi poslušal glasu GOSPODA, svojega Boga.

⁶⁵Bu uluslar arasında ne esenliğiniz ne de dinlenecek bir yeriniz olacak. Orada RAB size titreyen yürekler, umutsuzluk ve bakmaktan yorulmuş gözler verecek.

⁶³In kakor je bilo GOSPODU veselje, dobro vam storiti in vas množiti, tako mu bode veselje, vas pogubljati in pokončavati, in potrebljeni boste s površja dežele, v katero greste, da jo posedete.

⁶⁶Sürekli can kaygısı içinde yaşayacaksınız. Gece gündüz dehşet içinde olacaksınız. Yaşamınızın güvenliği olmayacak.

⁶⁴In GOSPOD te razkropi med vsa ljudstva, od enega konca zemlje do drugega, in tam boš služil tujim bogovom, katerih nisi poznal ne ti, ne očetje tvoji, lesu in kamenu.

⁶⁷Yüreğinizi kaplayan dehşet ve gözlerinizin gördüğü olaylar yüzünden, sabah, ‹Keşke akşam olsa!›, akşam, ‹Keşke sabah olsa!› diyeceksiniz.

⁶⁵In med temi narodi ti ne bode pokoja, in počivališča ne bo stopalu tvoje noge; in GOSPOD ti da trepetajoče srce, medle oči in onemoglo dušo.

⁶⁸Bir daha görmeyeceksiniz dediğim yoldan RAB sizi gemilerle Mısır'a geri gönderecek. Orada erkek ve kadın köle olarak kendinizi düşmanlarınıza satmaya kalkışacaksınız; ama satın alan olmayacak.››

⁶⁶In tvoje življenje bo kakor na niti viseče tebi pred očmi, in v trepetu bodeš po noči in po dnevi, in ne boš si v svesti življenja svojega.

⁶⁷Zjutraj porečeš: O da bi bil že večer! in zvečer porečeš: O da bi bilo že jutro! zaradi strahu svojega srca, v katerem boš trepetal, in zaradi tega, kar boš moral gledati s svojimi očmi.In pripelje te GOSPOD nazaj v Egipt na ladjah, po potu, o katerem sem ti rekel: Ne boš ga več videl, in ondi se boste prodajali svojim sovražnikom za sužnje in za sužnjice, a kupcev ne bo.

⁶⁸In pripelje te GOSPOD nazaj v Egipt na ladjah, po potu, o katerem sem ti rekel: Ne boš ga več videl, in ondi se boste prodajali svojim sovražnikom za sužnje in za sužnjice, a kupcev ne bo.