¹‹‹Bugün size bildirdiğim buyruklara tam tamına uyun ki, yaşayasınız, çoğalasınız ve gidip RABbin atalarınıza ant içerek söz verdiği ülkeyi mülk edinesiniz.

¹Vso zapoved, ki ti jo danes zapovedujem, hrani in izpolnjuj, da bi živeli in se množili ter šli v deželo in se je polastili, ki jo je prisegel GOSPOD vašim očetom.

²Tanrınız RABbin sizi kırk yıl boyunca çölde dolaştırdığı uzun yolculuğu anımsayın! Buyruklarına uyup uymayacağınızı, amacınızın ne olduğunu öğrenmek için sizi sıkıntılara sokarak sınadı.

²In spominjaj se vsega pota, po katerem te je vodil GOSPOD, tvoj Bog, teh štirideset let po puščavi, da bi te ponižal in izkusil, da spozna, kaj je v tvojem srcu, ali boš držal njegove zapovedi ali ne.

³Sizi aç bırakarak sıkıntıya soktu. Sonra sizin de atalarınızın da bilmediği man ile sizi doyurdu. İnsanın yalnız ekmekle yaşamadığını, RABbin ağzından çıkan her sözle yaşadığını size öğretmek için yaptı bunu.

³In poniževal te je in te vodil v lakoto; in živil te je z mano, ki je nisi poznal ne ti, ne očetje tvoji, da ti pokaže, da ne živi človek ob samem kruhu, temuč ob vsem, kar prihaja iz ust Božjih.

⁴Kırk yıl ne giysileriniz eskidi, ne de ayaklarınız şişti.

⁴Obleka se ni prestarala na tebi in noga ti ni otekla teh štirideset let.

⁵Tanrınız RABbin, çocuğunu eğiten bir baba gibi, sizi nasıl eğittiğini anlayın.

⁵Spoznaj torej v srcu svojem, da te strahuje GOSPOD, tvoj Bog, kakor strahuje mož svojega sina.

⁶‹‹Onun için, Tanrınız RABbin buyruklarına uyun. Yollarında yürüyün, Ondan korkun.

⁶In drži zapovedi GOSPODA, Boga svojega, hodeč po njegovih potih in boječ se njega.

⁷Tanrınız RAB sizi verimli bir ülkeye götürüyor. Öyle bir ülke ki, ırmakları, pınarları, derelerden tepelerden çıkan su kaynakları vardır;

⁷Zakaj GOSPOD, tvoj Bog, te pelje v dobro deželo, v deželo potokov, studencev in jezer, ki izvirajo po dolinah in gorah,

⁸buğdayı, arpası, üzümü, inciri, narı, zeytinyağı, balı vardır.

⁸v deželo, kjer je dosti pšenice in ječmena, vinske trte in smokovih dreves in margaranovih jabolk, v deželo, kjer je obilo oljk in medú,

⁹Sıkıntısız ekmek yiyebileceğiniz, hiçbir şeye gereksinim duymayacağınız bir ülkedir. Öyle bir ülke ki, kayaları demirdir, dağlarından bakır çıkarabilirsiniz.

⁹v deželo, kjer ne boš jedel kruha po siromaško, kjer ti ničesar ne bo manjkalo; v deželo, katere kameni so železo in ki iz njenih gorá lahko koplješ rude.

¹⁰‹‹Yiyip doyunca, size verdiği verimli ülke için Tanrınız RABbe övgüler sunun.

¹⁰In ko boš jedel in se nasitil, hvali GOSPODA, Boga svojega, za to dobro deželo, ki ti jo je dal.

¹¹Tanrınız RABbi unutmamaya dikkat edin. Bugün size bildirdiğim buyruklarını, ilkelerini, kurallarını savsaklamayın.

¹¹Varuj se, da ne pozabiš GOSPODA, Boga svojega, da ne bi držal njegovih zapovedi, sodb in postav, ki ti jih danes zapovedujem;

¹²Yiyip doyduğunuzda, güzel evler yapıp yerleştiğinizde,

¹²da se ti ne bo, ko boš jedel in se nasitil, sezidal lepih hiš in v njih prebival,

¹³sığırlarınız, davarlarınız çoğaldığında, altınınız, gümüşünüz ve her şeyiniz arttığında,

¹³ko se ti pomnoži goved in drobnica ter poobili srebro in zlato ter poveča vse imetje tvoje,

¹⁴böbürlenmemeye ve sizi Mısırdan, köle olduğunuz ülkeden çıkaran Tanrınız RABbi unutmamaya dikkat edin.

¹⁴da se ti ne bo prevzelo srce in pozabiš GOSPODA, Boga svojega, ki te je odpeljal iz dežele Egiptovske, iz hiše sužnosti;

¹⁵RAB o büyük ve korkunç çölde, zehirli yılanlarla, akreplerle dolu o kurak, susuz toprakta sizi yürüttü. Size sert kayadan su çıkardı.

¹⁵ki te je vodil po puščavi, veliki in grozoviti, kjer so ognjene kače in škorpijoni, žejna tla, a vode nobene; ki ti je dal vodo iz kremenite skale,

¹⁶Atalarınızın bilmediği man ile sizi çölde doyurdu. Sizi sıkıntıya soktu, sınadı. Öyle ki, sonunda üzerinize iyilik gelsin.

¹⁶ki te je živil v puščavi z mano, ki je niso poznali očetje tvoji, da te poniža in izkusi, da bi ti dobro storil v tvoji prihodnosti –

¹⁷‹Bu serveti toplayan kendi yeteneğimiz, güçlü elimizdir› diye düşünebilirsiniz.

¹⁷in ti bi govoril v srcu svojem: Moja moč in mojih rok krepkost mi je pridobila tole bogastvo!

¹⁸Ancak bu serveti toplama yeteneğini size verenin Tanrınız RAB olduğunu anımsayın. Atalarınıza ant içerek yaptığı antlaşmayı sürdürmek amacıyla bugün de bunu yapıyor.

¹⁸Ampak spominjaj se GOSPODA, Boga svojega, zakaj on je, ki ti podeljuje moč, da pridobiš bogastvo, da potrdi, kakor danes, zavezo svojo, ki jo je prisegel tvojim očetom.

¹⁹‹‹Tanrınız RABbi unutur, başka ilahların ardınca giderseniz, onlara tapar, önlerinde yere kapanırsanız, bugün size açıkça belirtirim ki, tamamen yok olacaksınız.

¹⁹Ako pa pozabiš GOSPODA, svojega Boga, in boš hodil za tujimi bogovi in jim služil ter jih molil, pričam zoper vas danes, da gotovo poginete;kakor narodi, ki jih GOSPOD daje v pogubo pred vami, enako poginete vi, ker niste hoteli poslušati glasu GOSPODA, svojega Boga.

²⁰Tanrınız RAB önünüzden ulusları yok ettiği gibi, sözüne kulak vermediğiniz için sizi de yok edecek.

²⁰kakor narodi, ki jih GOSPOD daje v pogubo pred vami, enako poginete vi, ker niste hoteli poslušati glasu GOSPODA, svojega Boga.