¹Ordu komutanları, Kareah oğlu Yohanan, Hoşaya oğlu Azarya ve küçük büyük bütün halk yaklaşıp

¹Nato pristopijo vsi vojaški poveljniki in Johanan, sin Kareahov, in Jezanija, sin Hosajev, in vse ljudstvo od najmanjšega do največjega

²Peygamber Yeremyaya şöyle dediler: ‹‹Lütfen dileğimizi kabul et! Bizim için, bütün sağ kalan bu halk için Tanrın RABbe yakar. Çünkü bir zamanlar sayıca çok olan bizler gördüğün gibi şimdi azınlıkta kaldık.

²in reko Jeremiju proroku: Sprejmi milo prošnjo našo in prosi za nas GOSPODA, svojega Boga, za ves ta ostanek; kajti ostalo nas je malo od mnogih, kakor nas vidiš;

³Tanrın RAB nereye gideceğimizi, ne yapacağımızı bize bildirsin.›› 43:2).

³da nam pokaži GOSPOD, tvoj Bog, pot, po katerem naj hodimo, in reč, katero naj storimo.

⁴Peygamber Yeremya, ‹‹Olur›› dedi, ‹‹İsteğiniz uyarınca Tanrınız RABbe yakaracağım. RAB bana ne yanıt verirse, bir şey saklamadan size bildireceğim.››

⁴In reče jim Jeremija prorok: Slišal sem vas; glejte, prosil bom GOSPODA, vašega Boga, po vaših besedah; in katerokoli besedo vam odgovori GOSPOD, vam jo naznanim, ne zadržim vam nobene besede.

⁵Bunun üzerine, ‹‹Tanrın RABbin senin aracılığınla bize bildireceği her sözü yerine getirmezsek, RAB aramızda gerçek ve güvenilir tanık olsun›› dediler,

⁵In Oni reko Jeremiju: GOSPOD bodi zoper nas priča resnična in zvesta, če ne bomo ravnali po vsaki besedi, s katero te pošlje k nam GOSPOD, tvoj Bog.

⁶‹‹Seni kendisine gönderdiğimiz Tanrımız RABbin sözünü beğensek de beğenmesek de dinleyeceğiz ki, üzerimize iyilik gelsin. Evet, Tanrımız RABbin sözünü dinleyeceğiz.››

⁶Bodisi dobro ali slabo, bomo poslušali glas GOSPODA, Boga svojega, ki te k njemu pošiljamo; da bi se nam dobro godilo, ko bomo poslušali glas GOSPODA, Boga svojega.

⁷On gün sonra RAB Yeremyaya seslendi.

⁷Ko pa je minilo deset dni, je prišla beseda GOSPODOVA Jeremiju.

⁸Yeremya, Kareah oğlu Yohananla yanındaki ordu komutanlarını ve küçük büyük bütün halkı çağırdı.

⁸Tedaj pokliče Johanana, sina Kareahovega, in vse vojaške poveljnike, ki so bili ž njim, in vse ljudstvo od najmanjšega do največjega,

⁹Onlara şöyle dedi: ‹‹Dileğinizi önüne sunmam için beni kendisine gönderdiğiniz İsrailin Tanrısı RAB diyor ki,

⁹in jim reče: Tako pravi GOSPOD, Bog Izraelov, ki ste me k njemu poslali, da padem predenj z vašo prošnjo:

¹⁰‹Bu ülkede kalırsanız, sizi bina ederim, yıkmam; dikerim, sökmem. Çünkü başınıza getirdiğim felakete üzülüyorum.

¹⁰Če hočete ostati v tej deželi, vas bom zidal in ne podiral ter vas sadil in ne roval, ker mi je žal hudega, katero sem vam storil.

¹¹Korktuğunuz Babil Kralından artık korkmayın, ondan korkmayın diyor RAB. Çünkü ben sizinleyim, sizi kurtaracak, onun elinden özgür kılacağım.

¹¹Ne bojte se kralja babilonskega, ki se ga bojite; ne bojte se ga, govori GOSPOD, ker jaz sem z vami, da vas ohranim in vas otmem iz roke njegove.

¹²Size sevecenlik göstereceğim. Şöyle ki, Babil Kralı size acıyacak, sizi topraklarınıza geri gönderecek.›

¹²In izkažem vam usmiljenje, da se vas usmili in vam dovoli vrniti se na domača tla.

¹³‹‹Ama, ‹Bu ülkede kalmayacağız› der, Tanrınız RABbin sözünü dinlemezseniz,

¹³Ako pa porečete: Ne ostanemo v tej deželi, in ne boste poslušali glasu GOSPODA, Boga svojega,

¹⁴‹Savaş görmeyeceğimiz, boru sesi duymayacağımız, açlık çekmeyeceğimiz Mısıra gidip orada yaşayacağız› derseniz,

¹⁴pa boste govorili: Nikar, ampak v deželo Egiptovsko pojdemo, kjer ne bomo videli nobene vojske, ne slišali glasu trobente, ne stradali kruha, in tam bomo prebivali –

¹⁵RABbin sözünü dinleyin, ey Yahudadan sağ kalanlar! İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor: ‹Eğer Mısıra gidip orada yerleşmeye kesin kararlıysanız,

¹⁵zdaj torej čujte besedo GOSPODOVO, ostanek Judov! Tako pravi GOSPOD nad vojskami, Bog Izraelov: Če res obrnete obličje svoje, da bi šli v Egipt, in če pojdete tja prebivat,

¹⁶korktuğunuz kılıç size orada yetişecek, tasalandığınız kıtlık Mısırda yakanıza yapışacak, orada öleceksiniz.

¹⁶zgodi se, da vas meč, ki se ga bojite, dojde tam v deželi Egiptovski; in lakota, katere vas je groza, vas bo preganjala tam v Egiptu, in tam umrjete.

¹⁷Yerleşmek üzere Mısıra gitmeye kararlı olan herkes kılıçtan, kıtlıktan, salgın hastalıktan ölecek. Başlarına getireceğim felaketten kurtulup sağ kalan olmayacak.›

¹⁷In zgodi se, da vsi možje, ki so obrnili obličje svoje, da bi šli v Egipt in tam prebivali, pomrjejo od meča, lakote in kuge, in nihče ne preostane, tudi ne ubeži tisti nesreči, ki jo jaz pošljem nadnje.

¹⁸‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Öfkem, kızgınlığım Yeruşalimde yaşayanların üzerine döküldüğü gibi, siz Mısıra gidenlerin üzerine de dökülecek. Siz lanetlik, dehşet konusu olacak, aşağılanacak, yerileceksiniz. Burayı bir daha görmeyeceksiniz.›

¹⁸Kajti tako pravi GOSPOD nad vojskami, Bog Izraelov: Kakor se je izlila jeza in togota moja nad prebivalce jeruzalemske, tako se izlije togota moja nad vas, ko pridete v Egipt; in bodete v preklinjanje in strmenje in v kletev in sramoto, in ne boste več videli tega kraja.

¹⁹Ey Yahudadan sağ kalanlar, RAB size, ‹Mısıra gitmeyin!› diye buyurmuştur. Bunu iyi bilin. Bugün sizi uyarıyorum:

¹⁹Govoril vam je GOSPOD, o ostanek Judov: Ne hodite v Egipt! Dobro vedite, da sem vam to danes resno izpričal.

²⁰Beni Tanrınız RABbe gönderip, ‹Bizim için Tanrımız RABbe yakar. Onun bize söyleyeceği her şeyi bildir, yapacağız› demekle kendinizi aldatıyorsunuz!

²⁰Varate se namreč duši svoji v škodo. Zakaj poslali ste me h GOSPODU, Bogu svojemu, rekoč: Prosi za nas GOSPODA, našega Boga; in vse, karkoli zapove GOSPOD, naš Bog, nam natanko naznani, in storili bomo.

²¹Bugün size bildirdim, ama Tanrınız RABbin benim aracılığımla size ilettiği sözlerin hiçbirini dinlemediniz.

²¹In danes sem vam naznanil, a ne poslušate glasu GOSPODA, Boga svojega in vsega, za kar me pošilja k vam.Zdaj torej, vedite dobro, da umrjete od meča, lakote in kuge v kraju, kamor se vam hoče iti, da bi prebivali ondi.

²²Şimdi iyi bilin ki, yerleşmek üzere gitmeye can attığınız yerde kılıçtan, kıtlıktan, salgın hastalıktan öleceksiniz.››

²²Zdaj torej, vedite dobro, da umrjete od meča, lakote in kuge v kraju, kamor se vam hoče iti, da bi prebivali ondi.