¹‹‹İşte kendisine destek olduğum,Gönlümün hoşnut olduğu seçtiğim kulum!Ruhumu onun üzerine koydum.Adaleti uluslara ulaştıracak.

¹HE aquí mi siervo, yo lo sostendré; mi escogido en quien mi alma toma contentamiento: he puesto sobre él mi espíritu, dará juicio á las gentes.

²Bağırıp çağırmayacak,Sokakta sesini yükseltmeyecek.

²No clamará, ni alzará, ni hará oir su voz en las plazas.

³Ezilmiş kamışı kırmayacak,Tüten fitili söndürmeyecek.Adaleti sadakatle ulaştıracak.

³No quebrará la caña cascada, ni apagará el pábilo que humeare: sacará el juicio á verdad.

⁴Yeryüzünde adaleti sağlayana dekUmudunu, cesaretini yitirmeyecek.Kıyı halkları onun yasasına umut bağlayacak.››

⁴No se cansará, ni desmayará, hasta que ponga en la tierra juicio; y las islas esperarán su ley.

⁵Gökleri yaratıp geren,Yeryüzünü ve ürününü seren,Dünyadaki insanlara soluk,Orada yaşayanlara ruh veren RAB Tanrı diyor ki,

⁵Así dice el Dios Jehová, el Criador de los cielos, y el que los extiende; el que extiende la tierra y sus verduras; el que da respiración al pueblo que mora sobre ella, y espíritu á los que por ella andan:

⁶‹‹Ben, RAB, seni doğrulukla çağırdım,Elinden tutacak,Seni koruyacağım.Seni halka antlaşma,Uluslara ışık yapacağım.

⁶Yo Jehová te he llamado en justicia, y te tendré por la mano; te guardaré y te pondré por alianza del pueblo, por luz de las gentes;

⁷Öyle ki, kör gözleri açasın,Zindandaki tutsakları,Cezaevi karanlığında yaşayanları özgür kılasın.

⁷Para que abras ojos de ciegos, para que saques de la cárcel á los presos, y de casas de prisión á los que están de asiento en tinieblas.

⁸‹‹Ben RABbim, adım budur.Onurumu bir başkasına,Övgülerimi putlara bırakmam.

⁸Yo Jehová: este es mi nombre; y á otro no daré mi gloria, ni mi alabanza á esculturas.

⁹Bakın, önceden bildirdiklerim gerçekleşti.Şimdi de yenilerini bildiriyorum;Bunlar ortaya çıkmadan önce size duyuruyorum.››

⁹Las cosas primeras he aquí vinieron, y yo anuncio nuevas cosas: antes que salgan á luz, yo os las haré notorias.

¹⁰Ey denizlere açılanlar ve denizlerdeki her şey,Kıyılar ve kıyı halkları,RABbe yeni bir ilahi söyleyin,Dünyanın dört bucağından Onu ezgilerle övün.

¹⁰Cantad á Jehová un nuevo cántico, su alabanza desde el fin de la tierra; los que descendéis á la mar, y lo que la hinche, las islas y los moradores de ellas.

¹¹Bozkır ve bozkırdaki kentler,Kedar köylerinde yaşayan halkSesini yükseltsin.Selada oturanlar sevinçle haykırsın,Bağırsın dağların doruklarından.

¹¹Alcen la voz el desierto y sus ciudades, las aldeas donde habita Cedar: canten los moradores de la Piedra, y desde la cumbre de los montes den voces de júbilo.

¹²Hepsi RABbi onurlandırsın,Kıyı halkları Onu övsün.

¹²Den gloria á Jehová, y prediquen sus loores en las islas.

¹³Yiğit gibi çıkagelecek RAB,Savaşçı gibi gayrete gelecek.Bağırıp savaş çığlığı atacak,Düşmanlarına üstünlüğünü gösterecek.

¹³Jehová saldrá como gigante, y como hombre de guerra despertará celo: gritará, voceará, esforzaráse sobre sus enemigos.

¹⁴‹‹Uzun zamandır ses çıkarmadım,Sustum, kendimi tuttum.Ama şimdi feryat edeceğim doğuran kadın gibi,Nefesim tutulacak, kesik kesik soluyacağım.

¹⁴Desde el siglo he callado, tenido he silencio, y heme detenido: daré voces como la que está de parto; asolaré y devoraré juntamente.

¹⁵Harap edeceğim dağları, tepeleri,Bütün yeşilliklerini kurutacağım.Irmakları adalara çevirip havuzları kurutacağım.

¹⁵Tornaré en soledad montes y collados, haré secar toda su hierba; los ríos tornaré en islas, y secaré los estanques.

¹⁶Körlere bilmedikleri yolda rehberlik edeceğim,Onlara kılavuz olacağım bilmedikleri yollarda,Karanlığı önlerinde ışığa,Engebeleri düzlüğe çevireceğim.Yerine getireceğim sözler bunlardır.Onlardan geri dönmem.

¹⁶Y guiaré los ciegos por camino que no sabían, haréles pisar por las sendas que no habían conocido; delante de ellos tornaré las tinieblas en luz, y los rodeos en llanura. Estas cosas les haré, y no los desampararé.

¹⁷Oyma putlara güvenenler,Dökme putlara, ‹İlahlarımız sizsiniz› diyenlerseGeri döndürülüp büsbütün utandırılacaklar.››

¹⁷Serán vueltos atrás, y en extremo confundidos, los que confían en las esculturas, y dicen á las estatuas de fundición: Vosotros sois nuestros dioses.

¹⁸‹‹Ey sağırlar, işitin,Ey körler, bakın da görün!

¹⁸Sordos, oid; y vosotros ciegos, mirad para ver.

¹⁹Kulum kadar kör olan var mı?Gönderdiğim ulak kadar sağır olan var mı?Benimle barışık olan kadar,RABbin kulu kadar kör olan kim var?

¹⁹¿Quién ciego, sino mi siervo? ¿quién sordo, como mi mensajero que envié? ¿quién ciego como el perfecto, y ciego como el siervo de Jehová,

²⁰Pek çok şey gördünüz, ama aldırmıyorsunuz,Kulaklarınız açık, ama işitmiyorsunuz.››

²⁰Que ve muchas cosas y no advierte, que abre los oídos y no oye?

²¹Kendi doğruluğu uğruna Kutsal YasayıBüyük ve yüce kılmak RABbi hoşnut etti.

²¹Jehová se complació por amor de su justicia en magnificar la ley y engrandecerla.

²²Ama bu yağmalanmış, soyulmuş bir halktır.Hepsi deliklere, cezaevlerine kapatılmışlardır.Yağmalanmak için varlar, kurtaran yok.Soyulmak içinler, ‹‹Geri verin›› diyen yok.

²²Mas este es pueblo saqueado y hollado, todos ellos enlazados en cavernas y escondidos en cárceles: son puestos á saco, y no hay quien libre; hollados, y no hay quien diga, Restituid.

²³Hanginiz kulak verecek?Gelecekte kim can kulağıyla dinleyecek?

²³¿Quién de vosotros oirá esto? ¿quién atenderá y escuchará en orden al porvernir?

²⁴Yakup soyunun soyulmasına,İsrailin yağmalanmasına kim olur verdi?Kendisine karşı günah işlediğimiz RAB değil mi?Çünkü Onun yolunda yürümek istemediler,Yasasına kulak asmadılar.

²⁴¿Quién dió á Jacob en presa, y entregó á Israel á saqueadores? ¿No fué Jehová, contra quien pecamos? y no quisieron andar en sus caminos, ni oyeron su ley.

²⁵Bu yüzden kızgın öfkesini,Savaşın şiddetini üzerlerine yağdırdı.Ama ateş çemberi içinde olduklarını farketmediler,Aldırmadılar kendilerini yakıp bitiren ateşe.

²⁵Por tanto derramó sobre él el furor de su ira, y fuerza de guerra; púsole fuego de todas partes, empero no entendió; y encendióle, mas no ha parado mientes.