1Hanna şöyle dua etti: ‹‹Yüreğim RABde bulduğum sevinçle coşuyor;Gücümü yükselten RABdir.Düşmanlarımın karşısında övünüyor,Kurtarışınla seviniyorum!
1 Hannatu na adduwa te ka ne: «Ay bina goono ga zamuuyaŋ te Rabbi ra. Ay gaabo ga beeri ka bisa hay kulu Rabbi ra. Ay meyo mo go feerante ay ibarey boŋ, Zama ay ga farhã ni faaba ra.
2Kutsallıkta RABbin benzeri yok,Evet, senin gibisi yok, ya RAB!Tanrımız gibi dayanak yok.
2 Koy Hanno fo si no sanda Rabbi cine, Zama ni cine fo si no. Tondi fo mo si no sanda iri Irikoyo cine.
3Artık büyük konuşmayın,Ağzınızdan küstahça sözler çıkmasın.Çünkü RAB her şeyi bilen Tanrıdır;Odur davranışları tartan.
3 Wa si ye ka salaŋ da boŋbeeray gumo, Fooma sanni ma si fun araŋ me ra mo, Zama Rabbi Irikoy ya Bayraykoy no. Nga mo no ga goyey kulu neesi.
4Güçlülerin yayları kırılır;Güçsüzlerse güçle donatılır.
4 Soojey birawey ceeri-ceeri. Borey kaŋ yaŋ kati mo, a g'i no gaabi.
5Toklar yiyecek uğruna gündelikçi olur,Açlar doyurulur.Kısır kadın yedi çocuk doğururken,Çok çocuklu kadın kimsesiz kalır.
5 Borey kaŋ yaŋ kungu mo na ngey boŋ daŋ sufuray zama ngey ma du ŋwaari. Harayzey mo fulanzam. Oho, wayguno hay ize iyye, Amma waybora kaŋ na ize booba hay, nga wo jaŋ.
6RAB öldürür de diriltir de,Ölüler diyarına indirir ve çıkarır.
6 Rabbi ga wi, a ga funandi mo. A ga zumandi hala Alaahara, A ga tunandi mo.
7O kimini yoksul, kimini varsıl kılar;Kimini alçaltır, kimini yükseltir.
7 Rabbi ga talkandi, a ga arzakandi mo. A ga kaynandi, a ga beerandi.
8Düşkünü yerden kaldırır,Yoksulu çöplükten çıkarır;Soylularla oturtsunVe kendilerine onur tahtını miras olarak bağışlasın diye.Çünkü yeryüzünün temelleri RABbindir,O dünyayı onların üzerine kurmuştur.
8 A ga talkey beerandi k'i kaa laabu bulungu ra. A ga alfukaarey mo tunandi i ma fun begunu ra, Zama nga m'i gorandi koyey banda, I ma beeray karga tubu. Zama ndunnya bonjarey ya Rabbi wane yaŋ no, A na ndunnya batama sinji i boŋ mo.
9RAB sadık kullarının adımlarını korur,Ama kötüler karanlıkta susturulur.Çünkü güçle zafere ulaşamaz insan.
9 A ga nga hanantey cey haggoy, Amma a ga boro laaley naŋ kuba ra ngey hinne, Zama gaabi boŋ boro si no kaŋ ga te zaama.
10RABbe karşı gelenler paramparça olacak,RAB onlara karşı gökleri gürletecek,Bütün dünyayı yargılayacak,Kralını güçle donatacak,Meshettiği kralın gücünü yükseltecek.››
10 Borey kaŋ yaŋ ga gaaba nda Rabbi, a g'i bagu-bagu. I boŋ do no a ga kaati, jinda ga fun beena ra. Rabbi ga ciiti ndunnya me-a-me boŋ. A ga gaabi no nga bonkoono se, Ka nga suubananta gaabo beerandi.»
11Sonra Elkana Ramaya, evine döndü. Küçük Samuel ise Kâhin Elinin gözetiminde RABbin hizmetinde kaldı.
11 Elkana binde ye Rama ka koy nga kwaara. Arwaso mo goro ka goy Rabbi se Alfa Eli jine.
12Elinin oğulları değersiz kişilerdi. RABbi ve kâhinlerin halkla ilgili kurallarını önemsemiyorlardı. Biri sunduğu kurbanın etini haşlarken, kâhinin hizmetkârı elinde üç dişli büyük bir çatalla gelir,
12 Amma Eli izey wo ize laalo yaŋ no, i si Rabbi bay.
14çatalı kap, tencere, tava ya da kazana daldırırdı. Çatalla çıkarılan her şey kâhin için ayırılırdı. Şiloya gelen İsraillilerin hepsine böyle davranırlardı.
13 I alaada neeya borey do: saaya kaŋ cine boro fo kulu ga sargay no, alfaga din bannya ga kaa, za hamo go kuso ra ga hina, a ga kande kawra kaŋ gonda kambe ize hinza,
15Üstelik kurbanın yağları yakılmadan önce, kâhinin hizmetkârı gelip kurban sunan adama, ‹‹Kâhine kızartmalık et ver. Senden haşlanmış et değil, çiğ et alacak›› derdi.
14 a ma kawra daŋ kuso, wala cambo, wala gulla, wala sintilo ra. Hay kulu mo kaŋ kawra dagu ka sambu, alfaga ga woodin sambu sahãadin. Yaadin no i goono ga te Israyla izey kulu se kaŋ yaŋ goono ga kaa Silo do.
16Kurban sunan, ‹‹Önce hayvanın yağları yakılmalı, sonra dilediğin kadar al›› diyecek olsa, hizmetkâr, ‹‹Hayır, şimdi vereceksin, yoksa zorla alırım›› diye karşılık verirdi.
15 Oho, za i mana maano ton, alfaga bannya ga kaa, a ma ne sargay nookwa se, «Kande ham kaŋ i ga ton alfaga se. A si ba ni ham hinanta, kala igano.»
17Gençlerin RABbe karşı işledikleri günah çok büyüktü; çünkü RABbe sunulan sunuları küçümsüyorlardı.
16 Hala mo bora ne a se: «Daahir, kala nda i jin ka maano ton jina, gaa no ni ga kaa haŋ kaŋ ni ga ba me,» kala nga mo ma ne bora se: «Abada! Sohõ day no ni g'ay no nd'a. Da manti yaadin mo no ay g'a kom.»
18Bu arada genç Samuel, keten efod giymiş, RABbin önünde hizmet ediyordu.
17 Arwasey din zunubo ga beeri gumo Rabbi jine, zama borey go ga Rabbi sarga fanta.
19Yıllık kurbanı sunmak için annesi her yıl kocasıyla birlikte oraya gider, diktiği cüppeyi oğluna getirirdi.
18 Amma Samuwila goono ga goy Rabbi jine. A go zanka, a go ga guddu nda lin* efod* kwaay.
20Kâhin Eli de, Elkana ile karısına iyi dilekte bulunarak, ‹‹Dilediği ve RABbe adadığı çocuğun yerine RAB sana bu kadından başka çocuklar versin›› derdi. Bundan sonra evlerine dönerlerdi.
19 A nyaŋo mo ga kwaay kayna te a se ka kande jiiri ka kaa jiiri, saaya kaŋ a ga kaa nga kurnyo banda ka jiiro sarga te.
21RABbin lütfuna eren Hanna gebe kalıp üç erkek, iki kız daha doğurdu. Küçük Samuel ise RABbin hizmetinde büyüdü.
20 Eli mo na Elkana nda nga wando albarkandi ka ne: «Rabbi ma ni no banda wayboro wo do, nooyaŋo wo banandi kaŋ i na Rabbi no.» I koy ngey kwaara.
22Eli artık çok yaşlanmıştı. Oğullarının İsraillilere bütün yaptıklarını, Buluşma Çadırının girişinde görevli kadınlarla düşüp kalktıklarını duymuştu.
21 Rabbi mo na Hannatu kunfa. A ye ka ize aru hinza da ize way hinka hay. Arwaso Samuwila beeri Rabbi jine.
23Onlara, ‹‹Neden böyle şeyler yapıyorsunuz?›› dedi, ‹‹Yaptığınız kötülükleri herkesten işitiyorum.
22 Amma Eli zeen gumo, a go ga maa mo hay kulu kaŋ nga izey goono ga te Israyla kulu se, da mate kaŋ i ga kani nda wayborey kaŋ yaŋ goono ga goy te kubayyaŋ hukumo me gaa.
24Olmaz bu, oğullarım! RABbin halkı arasında yayıldığını duyduğum haber iyi değil.
23 Baabo mo ne i se: «Ifo se no araŋ goono ga hayey wo te? Zama ay goono ga maa araŋ goy laaley kulu baaru jama wo kulu do.
25İnsan insana karşı günah işlerse, Tanrı onun için aracılık yapar. Ama RABbe karşı günah işleyeni kim savunacak?›› Ne var ki, onlar babalarının sözünü dinlemediler. Çünkü RAB onları öldürmek istiyordu.
24 Abada, ay izey, manti baaru hanno no ay goono ga maa. Araŋ na Rabbi jama daŋ i ma harta.
26Bu arada giderek büyüyen genç Samuel RABbin de halkın da beğenisini kazanmaktaydı.
25 Da boro na zunubi te boro fo se, Irikoy g'a ciiti, amma da boro na zunubi te Rabbi se, may no ga adduwa te bora se?» Kulu nda yaadin i mana laakal daŋ ngey baabo sanno gaa, zama Rabbi miila nga m'i halaci.
27O sıralarda bir Tanrı adamı Eliye gelip şöyle dedi: ‹‹RAB diyor ki, ‹Atan ve soyu Mısırda firavunun halkına kölelik ederken kendimi onlara açıkça göstermedim mi?
26 Arwaso Samuwila binde soobay ka beeri, a gonda gaakuri Irikoy da borey mo do.
28Sunağıma çıkması, buhur yakıp önümde efod giymesi için bütün İsrail oymakları arasından yalnız atanı kendime kâhin seçtim. Üstelik İsraillilerin yakılan bütün sunularını da atanın soyuna verdim.
27 Kala Irikoy boro fo kaa Eli do ka ne a se: «Yaa no Rabbi ci: Manti ay n'ay boŋ bangandi ni baabo dumo se, za i go Misira ra ga tamtaray te Firawna* windo se?
29Öyleyse neden konutum için buyurduğum kurbanı ve sunuyu küçümsüyorsunuz? Halkım İsrailin sunduğu bütün sunuların en iyi kısımlarıyla kendinizi semirterek neden oğullarını benden daha çok sayıyorsun?›
28 Manti mo ay n'a suuban Israyla kundey kulu ra a ma ciya ay se alfaga, a ma kaaru mo ay sargay feema do, a ma dugu ton, a ma efod kwaay daŋ ay jine, hala mo ay na ni baaba dumo no sargayey kulu kaŋ Israyla izey ga te da danji?
30‹‹Bu nedenle İsrailin Tanrısı RAB şöyle diyor: ‹Gerçekten, ailen ve atanın soyu sonsuza dek bana hizmet edecekler demiştim.› Ama şimdi RAB şöyle buyuruyor: ‹Bu benden uzak olsun! Beni onurlandıranı ben de onurlandırırım. Ama beni saymayan küçük düşürülecek.
29 Day, ifo se no araŋ goono g'ay sargayey d'ay nooyaŋey taamu-taamu, kaŋ yaŋ ay lordi ay nangora ra? Hala ni na ni izey beerandi zaati ka bisa ay, araŋ ga ne araŋ ga harram ŋwa ka naasu d'ay jama Israyla nooyaŋey kaŋ ga bisa ikulu.
31Soyundan hiç kimsenin yaşlanacak kadar yaşamaması için senin ve atanın soyunun gücünü kıracağım günler yaklaşıyor.
30 Woodin se binde, Rabbi Irikoy, Israyla wano ne: Daahir doŋ ay ne ni dumo da ni baaba dumo ga soobay ka dira ay banda hal abada. Amma sohõ Rabbi ne: Woodin ma mooru ay, zama borey kaŋ yaŋ g'ay beerandi, ay mo g'i beerandi. Borey kaŋ yaŋ ga donda ay, ngey mo ay g'i kaynandi.
32İsraile yapılacak bütün iyiliğe karşın, sen konutumda sıkıntı göreceksin. Artık soyundan hiç kimse yaşlanacak kadar yaşamayacak.
31 Guna, jirbiyaŋ goono ga kaa, kaŋ ay ga ni jasa da ni baaba dumo jasa mo pati, hal a ma to naŋ kaŋ i si du dottijo zeeno ni dumo ra.
33Sunağımdan bütün soyunu yok edeceğim, yalnız bir kişiyi esirgeyeceğim. Gözleri ağlamaktan kör olacak, yüreği yanacak. Ama soyundan gelenlerin hepsi kılıçla ölecekler.
32 Ni ga di ibareyaŋ mo ay nangora ra, da yulwa kulu ra kaŋ Irikoy ga Israyla no mo ra. Dottijo zeeno kulu mo si cindi ni dumo ra.
34İki oğlun Hofni ile Pinehasın başına gelecek olay senin için bir belirti olacak: İkisi de aynı gün ölecek.
33 Ni borey ra bora kaŋ ay si waasu ka kaa ay sargay feema gaa ga funa zama a ma ni mo ŋwa ka ni bine sara mo. Ni banda-banda kulu ga bu ngey gaabo bindi ra.
35İsteklerimi ve amaçlarımı yerine getirecek güvenilir bir kâhin çıkaracağım kendime. Onun soyunu sürdüreceğim; o da meshettiğim kişinin önünde sürekli hizmet edecek.
34 Woone mo ga ciya alaama ni se: haŋ kaŋ ga kaŋ ni ize hinka boŋ, Hofni nda Fineyas, zaari folloŋ no i kulu ga bu.
36Ailenden sağ kalan herkes bir parça gümüş ve bir somun ekmek için gelip ona boyun eğecek ve, Ne olur, karın tokluğuna beni herhangi bir kâhinlik görevine ata! diye yalvaracak.› ›› edeceğim, yalnız bir kişiyi esirgeyeceğim. Gözleri ağlamaktan kör olacak, yüreği yanacak››, Masoretik metin ‹‹Gözlerini körleştirmek ve sana sıkıntı vermek için sunağımdan bütün soyunu yok etmeyeceğim, yalnız birini esirgeyeceğim››. olarak››.
35 Ay mo ga alfaga naanaykoy fo tunandi, boro kaŋ ga goy goyey boŋ kaŋ go ay bina d'ay fundo miila ra. Ay ga almayaali daahirante sinji a se mo. A ga soobay ka dira ay wane suubananta jine hal abada.
36 A ga ciya mo, boro kaŋ cindi ni dumo ra ga kaa ka sombu a jine zama nga ma du nzarfu jare da buuru kunkuni, a ma ne mo: ‹Ay ga ni ŋwaaray no, m'ay daŋ alfagataray saajaw goy fo ra zama ay ma du ŋwaari kayna kaŋ ay ga ŋwa.› »