1‹‹Dağ keçilerinin ne zaman doğurduğunu biliyor musun?Geyiklerin yavruladığı zamanı sen mi gözlüyorsun?
1여호와께서 또 욥에게 말씀하여 가라사대
2Sen mi sayıyorsun doğuruncaya dek geçirdikleri ayları?Doğurdukları zamanı biliyor musun?
2변박하는 자가 전능자와 다투겠느냐 ? 하나님과 변론하는 자는 대답할지니라
3Çöküp yavrularını doğurur,Kurtulurlar sancılarından.
3욥이 여호와께 대답하여 가로되
4Güçlenir, kırda büyür yavrular,Gider, bir daha dönmezler.
4나는 미천하오니 무엇이라 주께 대답하리이까 손으로 내 입을 가릴 뿐이로소이다
5‹‹Kim yaban eşeğini başı boş gönderdi,Kim bağlarını çözdü?
5내가 한두번 말하였사온즉 다시는 더하지도 아니하겠고 대답지도 아니하겠나이다
6Yurt olarak ona bozkırı,Barınak olarak tuzlayı verdim.
6여호와께서 폭풍 가운데서 욥에게 말씀하여 가라사대
7Kentteki kargaşaya güler o,Sürücünün bağırdığını duymaz.
7너는 대장부처럼 허리를 묶고 내가 네게 묻는 것을 대답할지니라
8Otlamak için tepeleri dolaşır,Yeşillik arar.
8네가 내 심판을 폐하려느냐 ? 스스로 의롭다 하려 하여 나를 불의하다 하느냐 ?
9‹‹Yaban öküzü sana kulluk etmek ister mi?Geceyi senin yemliğinin yanında geçirir mi?
9네가 하나님처럼 팔이 있느냐 ? 하나님처럼 우렁차게 울리는 소리를 내겠느냐 ?
10Sabanla yarık açsın diye ona bağ vurabilir misin?Arkanda, ovalarda tırmık çeker mi?
10너는 위엄과 존귀로 스스로 꾸미며 영광과 화미를 스스로 입을지니라
11Çok güçlü diye ona bel bağlayabilir misin?Ağır işini ona bırakabilir misin?
11너의 넘치는 노를 쏟아서 교만한 자를 발견하여 낱낱이 낮추되
12Ekinini getireceğine,Buğdayını harman yerinde toplayacağına güvenir misin?
12곧 모든 교만한 자를 발견하여 낮추며 악인을 그 처소에서 밟아서
13‹‹Devekuşunun kanatları sevinçle dalgalanır,Ama leyleğin kanatları ve tüyleriyle kıyaslanamaz.
13그들을 함께 진토에 묻고 그 얼굴을 싸서 어둑한 곳에 둘지니라
14Devekuşu yumurtalarını yere bırakır,Onları kumda ısıtır,
14그리하면 네 오른손이 너를 구원할 수 있다고 내가 인정하리라
15Ayak altında ezilebileceklerini,Yabanıl hayvanlarca çiğnenebileceklerini düşünmez.
15이제 소 같이 풀을 먹는 하마를 볼지어다 내가 너를 지은 것 같이 그것도 지었느니라
16Yavrularına sert davranır, kendinin değilmiş gibi,Çektiği zahmetin boşa gideceğine üzülmez.
16그 힘은 허리에 있고 그 세력은 배의 힘줄에 있고
17Çünkü Tanrı ona bilgelik bağışlamamış,Anlayıştan pay vermemiştir.
17그 꼬리 치는 것은 백향목이 흔들리는 것 같고 그 넓적다리 힘줄은 서로 연락되었으며
18Yine de koşmak için kabarıncaAta ve binicisine güler.
18그 뼈는 놋관 같고 그 가릿대는 철장 같으니
19‹‹Sen mi ata güç verdin,Dalgalanan yeleyi boynuna giydirdin?
19그것은 하나님의 창조물 중에 으뜸이라 그것을 지은 자가 칼을 주었고
20Sen misin onu çekirge gibi sıçratan,Gururlu kişnemesiyle korku saçtıran?
20모든 들 짐승의 노는 산은 그것을 위하여 식물을 내느니라
21Ayakları toprağı şiddetle eşer,Gücünden ötürü sevinçle coşar,Savaşçının üstüne yürür.
21그것이 연 줄기 아래나 갈 밭 가운데나 못속에 엎드리니
22Korkuya güler, hiçbir şeyden yılmaz,Kılıç önünde geri adım atmaz.
22연 그늘이 덮으며 시내 버들이 둘렀구나
23Ok kılıfı, parıldayan mızrak ve palaÜzerinde takırdar atın.
23하수가 창일한다 할지라도 그것이 놀라지 않고 요단강이 불어 그 입에 미칠지라도 자약하니
24Coşku ve heyecanla uzaklıkları yutar,Boru çalınca duramaz yerinde.
24그것이 정신 차리고 있을 때에 누가 능히 잡을 수 있겠으며 갈고리로 그 코를 꿸 수 있겠느냐 ?
25Boru çaldıkça, ‹Hi!› diye kişner,Savaş kokusunu, komutanların gürleyen sesini,Savaş çığlıklarını uzaklardan duyar.
25
26‹‹Atmaca senin bilgeliğinle mi süzülüyor,Kanatlarını güneye doğru açıyor?
26
27Kartal senin buyruğunla mı yükseliyor,Yuvasını yükseklere kuruyor?
27
28Uçurum kenarlarında konaklıyor,Sivri kayalar onun kalesi.
28
29Oradan gözetliyor yiyeceğini,Gözleri avını uzaktan seçiyor.
29
30Onun yavruları kanla beslenir,Leşler neredeyse, o da oradadır.››
30